Uzun bir aradan sonra merhaba sevgili okurlar,
Geçen yazımda hatırlarsanız eğitim sisteminde sıkça yapılan değişikliklerden bahsetmiştim. Bu yazıma da kaldığım yerden devam etmek istiyorum.
4+4+4 hatalarla dolu sistemin sonucunu gördük. Üniversiteye giriş sınavlarının değişiklikleri ve şimdi de SBS. Aslında sadece isminin değiştirilip, çocukları daha fazla strese sokmanın farklı yolu diye düşünüyorum. Tek sınav heyecanı yaşayan çocuklarımız 8. Sınıfta 12 sınava gireceklerdir. Anadolu lisesini kazanamayan çocuğumuzun alternatifi azalmakta; Açık Lise, İmam Hatip ya da meslek liselerini tercih etmek zorunda kalacaklardır.
Sürekli önümüze pişirilip pişirilip getirilen ‘Dersaneleri kapatacağız’ masalına nasıl inanmamızı bekliyorlar anlam veremiyorum. Bu duruma getirilen sistemden sonra kısacası sınav olduğu müddetçe dersanelerin olmaması mümkün değildir. Hatta ve hatta bu sistem korkarım önümüzdeki senelerde 6. Ve 7. Sınıflara kadar gidecek, sınav stresi küçük yaşlara kadar inecektir.
Uzmanlar şu konuya dikkat çekmektedir. Öğrencilere kesinlikle açık uçlu sorular sorulmamalıdır. Sebebine gelince; ezberciliği kaldırması bakımından önemli, ancak merkezi bir sınavda açık uçlu sorular ölçme ve değerlendirme bakımından şaibeleri de beraberinde getirecektir. Bu sistemin tek olumlu yanı 6., 7. Ve 8. Sınıf yılsonu başarı puanlarının aritmetik ortalamasının % 30’nun liselere girişte etkili olmasıdır. Bu durum öğrencin okuldan kopmasını engelleyecek okula devamını sağlayacak uygulama. Tabi ki güvenliğe yönelik endişelerde yok değil. Bu endişeler dikkate alınmalı KPSS veya diğer sınavlarda yaşanılan skandallar yaşatılmamalıdır. Aksi durumda çocuklarımızın güven duygusu sarsılacaktır.
Kısaca özetlersek; istikrarın olmadığı yerde kaliteden söz edilemez. Bir sistem var ve uygulamaya konuluyor. Daha bir yıl geçmeden yeni bir uygulama getiriliyor. Oysa pilot bölgeler belirlenmeli, ön çalışmalar yapılmalı uygulamanın sonuçları çok iyi değerlendirildikten sonra yaygınlaştırılmalıdır. Bu değişiklikler öğrencileri de öğretmenleri de oldukça yormaktadır. Her yapılan değişiklik yeni bir uyum sürecini doğurmaktadır. Öğretmenlerin bu değişikliklere göre bir plan program hazırlaması gerekmektedir. Oysa her değişiklikte tekrar başa alıyorlar, tecrübe ediniyorlar. Bunlar zaman kaybından başka bir şey değildir. Eğitim sisteminde değişiklikler kısa vade de olmaz. Uzun vade de çok iyi irdeleyerek uygulanmalıdır.
Sevgiyle kalın sevgili okurlar…
Nalan Durmaz