Tipi…..

Günaydın…
Oldum olası severim bu kelimeyi…Ve içten söylerim günümü aydınlatsın diye..Birkez daha gönülden GÜNAYDIIIIIIIN…
Günlüklerimin arası uzadı şu sıralar ,ama Allah’tan köşe yazarlarım arayı kapattılar, çok teşekkür ederim onlara.))
Babam hastaneden pazartesi günü taburcu edildi.Eve geldiğinde saat 10.30 sularıydı. Önce nereye geldiğini anlayamadı, Ankara’da sandı kendini, evi anımsayamadı ve devamlı 36 saat evde oturmaksızın dolaştı.Benim peşimden geliyor devamlı, ben nereye gidersem o oraya, o nereye giderse ben de oraya gitmeye başladım.))Ama ben dayanamadım okadar koşuşturmaya tabii. Ama o inanırmısınız 36 saatte 3-4 saat uyudu yalnızca. Bu arada bana ne dualar , ne vaadler anlatamam. Hastane öncesi ve hastane sonrası 2 ayrı karakter oluştu sanki.Artık duygularını saklamıyor, ne hissederse onu söylüyor. Bana bakışını göreceksiniz bir çocuğun annesini gördüğünde ki mutluluğu var gözlerinde. Eve gelen tüm akrabalara beni göstererek bunun dediğini yapacaksınız, bunu yormayın diyor. Arada bana gelin diye hitap ediyor, eşimede damat.)))Ve eşimle ,ağabeyini hastane çıkışında ilk kez öpmüş. Eşim gözleri dolarak babam bizi ilk kez öptü dedi.(((Ne kadar acı değil mi?Sevgili babalar, özellikle sizlere sesleniyorum,lütfen duygularınızı içinize hapsetmeyin, sevginizi, çocuklarınıza, eşinize ,dostunuza ifade edin. Ketum olmayın bu konuda ne olur.(Aslında şimdi ki babalar bu konuda daha duyarlılar).
Bana ettiği dualarda, benim gözlerimi yaşartıyor,sen diyor çok hayırlı evlatsın, babanın evini satmadın diyor,sanada evlatların bana baktığın gibi baksın, Allah razı olsun diyor ve dolayısıyla benim de gözlerim doluyor. Çok duygusal oldu, nedense benle ilgili, kendi babamla ilgili, konuşmalarda ağlıyor.((((Çocuklarımla konuşurken ,annenizin her dediğini yapacaksınız diyor.))Toplantıya gidiyordum, müdürüne söyle seni üzmesin, eğer üzerse dünyayı dar ederim ona diyor.)))Sen çok çalışıyorsun, bir kadın tut diyor…Daha neler neler…Bir bakışı yeter yani….
Sevgili günlük nasıl bir duygu bu….
Yaşlı ve tıpkı bir çocuk gibi…Masum ,sevgi dolu bakışlar….Yapılan dualar….Daha ne olsun Allahaşkına…Daha ne olsun…Allah’ım kendi annem ve babamda yaşatmadığı bu durumu, kayınpederimde yaşatarak beni de onurlandırdı….Kendi anneme , babama da ben baktım, ama öyle fazla bakımlık olmadılar.Kendi kendilerine ve yardımcı takviyesiyle işlerini hallettiler.
Ve şu anda tek duam, Allah’ım off dedirtmesin inşallah diyorum. Eski toprak o, eminim daha uzun seneler sağlıklı yaşayacak…

Allah’ıma ve aileme  tekrar teşekkür ederim, beni sevgi dolu ve vicdanlı olmamı sağladıkları için.
Hastamızın dışında, diğer şeyler normal seyrinde gidiyor. Hava çok soğuk ve karlı. Dün yürüyüşe çıktım havada güneş vardı ,daha ben apartmanın önüne inmiştim ki tipi başladı. Ama herhalde özel kıyafetleri boşuna almadık,)))) yürüyüşüme devam ettim, yalnız korkudan radara doğru yürüdüm. Olurya tipi artar yolumu filan bulamazsam bir eve sığınırım veya bir taşıta binerim diye düşündüm.Neyse ki korktuğum olmadı hemen durdu kar.

2013-12-11-11.01.35sinopsinopsinop
Size bir anımı anlatmak istiyorum tipiyle ilgili.80 li yıllarda Radar’da çalışıyorum.Öğlen paydosum 1 saat .Otobüsle aşağıya yemeğe inip ,çıkacağım.Normal şartlarda evde sadece 7 dakika kalarak yemekden dönmem gerekiyor, otobüs saatleri ona denk geliyor çünkü. Ben de nedense o gün Sinop’a inmek istedim. Bindim otobüse. otobüs normalde 1 dakikada geldiği Main gate’te (Ana çıkış kapısı) tam 20 dakikada geldi , öyle tipiki dışarısı. Baktım olacak gibi değil, ben 1 saat te işime dönemeyeceğim, en iyisi Nilgün sen otobüsten in ve işe geri dön dedim. Ve ben, maingate inerek,düz olarak yolumu tespit edip binalara göre yürümeye başladım.Aslında yürüme değildi, emekliyordum karda, önümü göremiyordum.Arada ayağıya kalkmaya çalışarak bulunduğum ve gittiğim yeri tespit etmeye çalışıyordum. 35 metre ötede de MP Station(Polis Merkezi) vardı. Hayal meyal kapısının önündeki ışığı gördüm ve kendimi oraya doğru yönlendirdim.Sanıyorum 20-25 dakikada o, 35-40 metrelik yeri sürünmüştüm. Kapısına geldiğimde ayağa kalkamadım yerden kapıyı yumrukladım. Hemen kapıyı açıp Amerikalı polis arkadaşlarım beni içeri aldılar. Koltuğa oturttular.Kahve ikram ettiler. 15 dakikada orada oturdum, kendime geldim. Yemek saatim doluyor diye, ben gideceğim diye tutturdum. Onlar gitme tipi dursun diyorlar, ben hayır 1 saatim doluyor, 3 de iş yerimde olmalıyım diyorum.Onlarda sanırım arabalarını çıkaramadıklarından mı, yoksa başka bir sebepmi vardı, geçmiş zaman hatırlayamayacağım ben yine oradan yürüyerek ayrıldım. Ama bu defa, binaların ışıklarını daha rahat gördüğüm için daha rahat yürüdüm. Bazı binaların kapısının önünde soluklandım.Asker kızların yatakhanesinin önüne kadar geldim. Bir asker kız arkadaşım gördü. Tabii ben iç çamaşırlarına kadar ıslanmış durumdayım. Böyle işe gidemezsin değip beni odasına götürdü, kıyafet takviyesinde bulundu, ve ben saat tam 3 de , customer Servis (Müşteri Servisi) de işimin başındaydım.

Lütfen ……sorumluluğuma bir bakar mısınız?Bazılarınız aptallık gibi düşünebilir..Belki de haklı..Ama ben yine de sorumluluk değip kendimi rahatlatıyorum…Bir de geç kaldığımda müdürün tavırları, lafları…Ayy…..Nereden hatırladım bunları şimdi….
Tamam tamam.Kapatıyorum bu konuyu aslında birde komik anım vardı ama , onu başka bir kar maceramda anlatırım şimdi çok uzun oldu yazım.)))
Bu arada 19. Gezici Festival geldi geçti Sinop’tan. Hastamız olduğu için sadece 1 filme gidebildim.Festivalin açılış filmiydi. Sen Aydınlatırsın Geceyi…İlk başta konusunu anlamakta zorlandıysam da, sonra adamın hayalleri ile iç içe yaşadığını anladım.Baştan sona küfürdü…Ben de bunu anlamıyorum, ne kadar küfür koyarlarsa , filmin kalitesimi artıyor açaba!!!!!Bazıları hayatta hiç duyamadığım, okumadığım küfürler….Yok yok böylesine karşıyım.Çocuğun biri babasına soruyormuş, baba ………bu ne demek diye. Demek ki çocuklar sinemaya götürülmeyecek bu durumda.
Fotoğrafçılık kursumuz çok iyi gidiyor.Çok şeyler katacağını umuyorum bana.Bu arada fotoğraf makinamın biri bozuldu, ufak olan. Ekranı açtığımda titriyor ve ses çıkartıyor, Samsun’a tamire yolladım, umarım uygun fiyata yaparlar, yoksa yenisini almam gerekecek.
Ne uzun yazdım. Bu kadar yeter diyor, sizlere Sinop’un soğuğundan sevgilerimi yolluyorum. İyi ki varsınız…

Hakkımda Nilgun

blank
Sinop'ta yaşayan, Sinop'lu bir bayanım. Gezmeyi, yüzmeyi, konuşmayı, sosyal aktiviteleri çok severim. İnsanlara yardımcı olmak beni çok mutlu eder.Ve tam bir Sinop Aşığıyım. Bu kadar yeterli mi?)))

İlginizi Çekebilir

blank

Sinop özlemi çekenler…..

Merhaba sevgili okuyucularım..Nasılsınız?Ben iyiyim çok şükür. Corona günlerinde yürüyüş yaparak, ya da tekneyle balığa çıkarak …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.