NİLGÜN'ÜN GÜNLÜĞÜ – SİNOP AŞIĞI 
Benim annem babam inanılmaz titizdirler. Evde her şeyin kuralı vardır. Sifonu çekmekten, kapıyı kapamaya, bardağa su koymaya kadar dikkat edilecek bir çok kural silsilesi ile büyüdüm ben. Annem halıların saçaklarını tarardı.
Ben de bu ahval ve şeriat içinde içimdeki protestocunun elinde her şeyi dağıtan, odasında her yer her yerde olan bir insan oldum. Ama bu dağınıklığın zihin dağınıklığı da yaptığını yıllar sonra öğrendim. Aslını isterseniz bu kadar dağınık olmamın bir protesto olduğunu da evden ayrıldıktan sonra farketmiştim, ama düzelmek bir günden ertesi güne olmuyor. Önce zihnimi ve duygularımı düzenlemem gerekiyormuş, çünkü içte ne varsa dışarıda o var. Siz de dağınıksanız zihninize bir dikkat edin.
Geçenlerde evin içinde tadilat yaptırmak zorunda kaldım ve bu yüzden bazı odalar boyandı. Evin rengi değişince enerjisi de değişti. Duvarlardaki lekeler, eski peteklerden kalan metallar temizlendi. Evin kalabalık görüntüsü bir anda sadeleşti. Bir baktım, ben ortalığı topluyorum. Yavaş yavaş dağınık olan her yere bir düzen gelmeye başladı. Çevre düzgün olunca göz de yorulmuyor. Bir zamanlar odama giren annem ‘ne kadar göz yorucu bir odan var, nasıl oturabiliyorsun burada?’ derdi, ben böyle rahatım derdim ona. Şimdi dağınıklıktan benim de gözüm yorulmaya başladı.
Ve en güzeli evde akan enerjiyi hissediyorsunuz. Denir ki, ev aslında bedeninizdir. Evde akan enerji bedeninizde akacaktır, bu da hayatıma daha fazla enerji, hafiflik ve kolaylık olarak yansıyacak.
E, ben mutlu olmayayım da kim mutlu olsun?
Banu Conker..
