2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü…

İyi pazarlar..Nasıl geçiyor gününüz?. benim güzel geçti ve geçiyor, yine bir etkinlikteydim.
Bugün 2 şubat Dünya Sulak Alanlar Günü olduğundan, Orman Su İşleri 10. Bölge Müdürlüğü, Sinop Şubesi bugün bir etkinlik hazırladı. Sanıyorum bir kaç yere afiş asmışlardır, ama ben Sifad’ da duydum ve arkadaşımla fotoğraf çekeriz düşüncesiyle katıldık. Sabah kalktığımda havayıda güzel görünce tamam dedim, bu sabah gezinti için çok güzel bir hava. Valiliğin önünde bekleyen otobüse binerek, Sarıkum tabiatı koruma alanına doğru , saat 9.15 de yola çıktık.
Girişe yakın kurulmuş olan gözetleme evlerinin orada durduk ve inip fotoğraf çekmeye başladık.Teleskopta hazırlamışlardı. Kuğuların gölde yüzüşünü izledik.

Belki 10. gidişim olduğu için, artık ne çekeceğimi bilemedim. Yanıma aldığım büyük fotoğraf makinamla, diyafram özelliğini kullanıp fotoğraflar çekmeye çalıştım. Sonrada etkinliğe katılan arkadaşlarla birlikte, Sarıkum’a doğru yürüyüş yaptık.Bu arada kuşlar hakkında da biraz bilgilendim.))))
Hemen size de aktarayım. O anda bizimle beraber yürüyen bir bey dürbünle kuğulara bakıp 2 dişi , 3 erkek yüzüyorlar dedi. Nerden anladınız dedim. Meğer dişiler gri,koyu renkli olurmuş, erkekler ise beyaz. Mesela tavus kuşlarıda, hani o kuyruklarını açtıklarında tüm ihtişamıyla karşımızda duran tavus kuşlarıda, erkekmiş. Kuşlarda erkekler daha güzel ve dikkat çekiçiymiş.)))Biz de ise tam tersi.)))))
Velhasıl yeni şeyler öğrendim bugün kuşlar hakkında. Bir de Veteriner Hakan Bey anlattı. Eğer bir atın ayağı kırılırsa asla ayağını alçıya aldırmaz, platin filan takdırmazmış. Eğer ayağına bunlardan biri yapılırsa ayağını vura vura onu tekrar kırarmış. Ne enteresan değil mi?Çünkü atlar asla yatmaz mış.Filimlerde gördüğümüz at kazalarında , atları hemen vurmalarının sebebi buymuş. Yani genellikle böyle olurmuş. Amerika’da ayağı kırılan bazı atları askıyla yukarı kaldırıp alçı yapmışlar, ama bu defada atın karnına kan dolmuş, devamlı asılı kaldığından. Çıkan sonuç şu, filmler de ayağını kıran atları hemen vurduklarında ayyy, ne vahşice demeyeceğiz.
Yol boyunca fotoğraf çektik, sakin , telaşsız yürüdük. Havada süperdi. Büyük gözetleme kulesinin önüne, yeni bir kuş gözlem yeri kurmuşlar. Kuş görmesek de, görüntü çok güzeldi.

Köprüyü geçtik, karşımıza bu defada yeni bir yapı ilişti. Yeni yapılan bu bina Orman Bölge Müdürlüğünün olmalı, çünkü bizleri orada ağırladılar.Gittiğimizde,büyük semaverde çay demleniyordu. Kuru pastalar tabaklara konulmuş, sandalyeler yerleştirilmişti. Etkinlik öncesi, yürüyüş sonunda fotoğraf sunusu olacak demişlerdi. Ben de oradaki görevliye ne sunacaksınız dedim. Bana yarışma var, çektiğiniz fotoğraflardan istediğiniz bir tanesiyle yarışmaya katılacaksınız, 1. ye plaket, 2. ve 3. ye de sertifika vereceğiz dedi. Ama niye benim haberim yoook,dedim. Söylemişlermiş, ben duymadım. Çokda isabet oldu. Eğer ben yarışma olduğunu bilseydim, fotoğraf çekeceğim diye bugünkü yürüyüşün keyfini çıkaramazdım. Ne kadar isabet oldu duymadığım.))))
Yine de etkinliğe katkımız olsun diye ben de 1 fotoğrafla katıldım,sonuç da derece alamadım.

1. veteriner Volkan, 2. Nilgün Karadeniz, 3. de bir başka bayan aldı.
Bu arada Bölge Müdür Yardımcısı Selim Yalçınkaya konuşma yaptı. Bende orada bulunan görevlilerin fotoğrafını çektim,kendilerine çok teşekkür ettim.

Seneye umarım daha çok katılımcıyla bu etkinlik gerçekleşir dedim. Ve otobüsümüze binip şehre döndük. Çok oksijen almışım galiba , eve esneye esneye geldim.))))Acaba nazar mı değdi diye düşünsem de , dereceye giremediğime göre, Nilgün açık hava çarpmıştır dedim.)))))

Güzel bir sabah etkinliğinide böylece yaşamış olduk. Teşekkürler Orman Bölge Müdürlüğü….
Sulak Alanlarınız bol, üzerinde uçan, gölünde yüzen, kuş türleriniz çok olsun…
İyi pazarlar.

Not:Benim bulunduğum bazı fotoğrafları görüntüleyen Çetin Nallıoğlu arkadaşıma teşekkür ederim.