NİLGÜN'ÜN GÜNLÜĞÜ – SİNOP AŞIĞI Seni artık sevmiyorum.Dev bir dalga gibiydi o cümle, hiç umulmadık anda gelen, binaları temelinden yıkıp evleri un ufak eden bir dalga….
Yukarıdaki cümle kitapdan alıntıydı.Uzun süreden beri okuduğum en etkiliyeci romandı.Etkilenme sebebim sanırım 19 yıl Amerikan askerleriyle birlikte çalışmamdı. Birçok bayan asker, teğmen, yüzbaşı arkadaşlarım oldu. Birçoğuda evliydi, çocuklarıda vardı.Bu roman bana onların yaşantısını hatırlattı.Evet ben onlarla tanıştığımda savaş yoktu ama, olsaydı da aynı şey onlar içinde geçerli olabilirdi.
1980 de körfez savaşına bazıları gitmişti. Yani bir şekilde, hep arkadaşalarımı hatırladım. Bazıları çoçuklarını annesine bırakmıştı, resimlerini gösterirlerdi bana, çoğunun gözleri dolardı resme bakarken. Veya benim çocuğumu severken,sanırım kendi çocuklarının yerine koyarlardı…
Zor yani evlat hasreti ve çocuğun annesine olan özlemi…
Nereden nerelere geldik. Bu roman avukat olan Michael’la asker olan eşi Jolene’nin hikayesi ve 2 küçük kızı var. Biri çok küçük diğeri ergenliğe yakın.
Birbirlerini severek evlenen, fakat hayat şartları, çalışma düzenleri,uzun evliliklerinin sonucunda sarsılan bir yuva. Ve daha sonuça ulaşamadan savaşa gitmesi gereken pilot anne.
Bütün ailenin düzenini sağlayan anne, savaşa giderse, baba, bu durumda ne yapar?Çocukların herşeyini düzenleyen anne, savaşa giderse, çocuklar ne yapar.?Ya anne…..Anne savaşta ne yapar, savaştan nasıl döner?
İşte bu soruların cevabını, romanda bulacak ve büyük heyecanla okuyacaksınız.
Ya Jolene’ye, savaşa gitme planı yokken ,seni artık sevmiyorum diyen Michael, şimdi eşine nasıl tavır alacak…
Bu kitap çok güzel ve etkileyici, yine çok güzel bir konu işlemiş Kristin Hannah.Bence as soon as okuyun.)))
