Bugün Mecidiyeköy’de yürüyordum. Kaldırımın kenarındaki çiçekçileri gördüm, nergis zamanı olduğu için kokuları burnuma geldi. Rengarenk çiçeklere bakınca içimi bir mutluluk kapladı ve içimden bir ses, güzele bakmak sevaptır, dedi.
Aman Allah’ım… Güzele bakmak sevaptır. İçimden birkaç kez tekrar ettim. Bu cümle kalıbı benim hayatımda her zaman bir erkeğin güzel bir kadına baktığında, bahane olarak söylenmiş bir kalıptı. Ama cümlede güzel kadın demiyordu ki, ben güzeli kadın ile, söyleyeni de erkek ile özdeşleştirmiştim. Halbuki herşey güzel olabilir. Bir kadın da, bir çiçek de… Güzele bakmanın sevap olmasının aslında mutluluk vermesiyle bağlantılı olduğunu anladım birden. Güzel bir şeye baktığınızda içinizde oluşan pozitif duygular sizden dışarıya yansıyor ve çevrenizi de güzelleştiriyor. Bu da hem size hem de çevrenize bir iyilik hali getiriyor. İşte sevap da bu halin içinde yatıyor.
Bunu farketmek hayatımdaki bir kalıbı kırmamı sağladı. Bugün Mecidiyeköy’de attığım 10 adımda bunları yaşadım. Farketmeden kimbilir neler yaşıyorum?
Sizin için güzellik ve sevap sözcükleri neyi çağrıştırıyor?