Merhaba sevgili okuyucularım.

Uzun bir aradan sonra ancak şimdi geçebildim bilgisayarımın başına…

Önce Türkiye’min yaşadığı elim kaza, elimi ayağımı, dilimi bağladı… Bu nasıl bir acıydı yarabbim, bizi altüst etti.Kelimeler kifayetsiz kaldı, duyguları dile getirmeye,sayfalara dökmeye..Her Tv yi açtığımda gördüğüm manzara beni kahretti, ağlattı. Yine birçok çoçuk öksüz, bir çok kadın dul, birçok ana evlatsız kaldı.Burada ne yazarsam yazayım, bu acıyı ne hafifletir, ne yüreklere su serper… bu görüntüler ki, bizi isyanlara sürükleyen, yerin binlerce metre altında çalışan gerçek emekçilerin varlığını, bir kez daha bizlere anımsattı.Kalbim somada , aklım eşlerin , anaların, çocukların gözyaşlarında kaldı….

Şu anda yapabileceğim sadece ölenlere rahmet, acılı ailelere de Allah’dan sabır diliyorum. Başımız sağolsun.Ne olur ALLAH’IM, NE OLUR, BÖYLE FELAKETLERİ MEMLEKETİMDE DE , DÜNYA DA DA YAŞATMA..NE OLUR…SENİ SEVİYORUM.

Sizlerle günlüğümü uzun süredir paylaşamadım.Gerçekleştirdiğimiz fotoğraf sergimizin hemen akabinde, sanıyorum çok yorulmakdan olsa gerek, belim tutuldu. Çok önceden belfıtığı teşhisi konmuştu ama, şimdiye kadar beni 12 gün yatağa bağlamamıştı.Öyle korkunç sancıydı ki, kıpırdatmadı beni yatakdan, zar zor gidebildiğim acilde doktorun verdiği ilaçlar sayesinde ve 12 günlük yatak istirahatinden sonra ayağa kalkabildim. Hala da herşeyi tam rahat yapamıyorum, biraz da korkuyorum galiba tekrar eder diye.

Bu arada birçok şeyi yalnış yaptığımızıda öğrendim. Acilin uzman doktoru Derya Hanım biraz bilgilendirdi beni bu konuda. Ağrı kesiçi ve kas gevşeticinin birlikte alınacağını,sert yere yatmamın fayda etmeyeceğini, sürme ilaçlarının bir faydası olmadığını öğrendim. Bir gece öncede sert yer iyi gelir diye yattığım yerden gecenin 1.00 in de  50 dakika da, en son eşimin yardımıyla kalkabildim.Bu arada belki yatmak dan ağrıyordur diye evin içinde zar zor yürüyüşler yapmıştım ki, o da hataymış, kesinlikle zaruri ihtiyaçların dışında kalkmayacaksın, yatacaksın dedi.  Önceleri çok zor geldi, arkadaşlarım bırakmadı sağolsunlar, sonra kitap okudum, filim izledim bilgisayarda derken, şimdi çok daha iyiyim .

Uzun süre yattıkdan sonra bu sabah da (dün),Sinop Bilim Kültür Eğitim Derneğinin 18 Mayıs 1919 anısına bu yıl 2. sini düzenlediği, BİLKE 2. Halkbilim Ödül Törenine katıldım.

Sinop Merkez Eğlence dünyası toplantı salonunda kahvaltı eşliğinde yapılan bu organizasyonu anlatayım şimdi size.

Bilke tarafından düzenlenen bu proje,halk kültürlerinin korunması ve yaşatılması, bilimsel yöntemlerle araştırılması, yerel kaynakların kullanılarak istihdama katkı sağlanması amacıyla düzenleniyor.

Bu yıl BİLKE 2. Halkbilim ödülleri 7 kategoride verildi.

Sn. Baki Ergül-Sinop Bld. Başkanı paylaşan: ncabaci
1Akademik ödül: “OSMANLI DEVRİNDE SİNOP” isimli kitabın yazarı, Profesör Doktor Mehmet Ali ÜNAL. Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı.

2.Halk oyunları ödülü:

Dikmen-Gerze-Boyabat-Durağan yöresine ait ÇEREZ OYUNU, TRT- ilden ile dilden dile maniler programı yapımcısı ,Selma ÖZİNANIR

3– Edebiyat ödülü

Yerel Sinop ağzı, yerel yaşam kültürü, Sinop bayramları, eski Sinop konulu şiirleriyle

Söz yazarı- Şair-Levent BEKTAŞ

Levent Bektaş paylaşan: ncabaci
4-Sinop el sanatları akademik araştırma ödülü

Bu akademik çalışma için 2 ay Özekes bıçakta staj yapan ve 200 sayfa “Özekes bıçakları” konulu İstanbul Üniversitesi Sosyal Antropoloji tezi

Günsu CABACI

Günsu Cabacı paylaşan: ncabaci
5– Sinop El sanatları ödülü

Ünü dünyaya ulaşan Özekes Bıçakları son kuşak ustası- Cengiz ÖZEKES

Cengiz Özekes paylaşan: ncabaci
6-Halk kültürleri Basın ödülü

Yöre halkının geleneksel mutfağımızda kullandığı otlar ve mantarlar konulu makaleleri ile

Veteriner Hekim –Ahmet KÜÇÜKBAŞ

Ahmet Küçükbaş paylaşan: ncabaci

7– Halk sağlığı ödülü

Sinop il-ilçe ve köylerimizdeki yaşlı- genç tüm engelli vatandaşlarımıza ulaşarak, donanımlı merkezlerde tedavi görmeleri için yıllardır çalışmalar yapan

Berrin GÜRLEYEN‘e verildi.

Berrin Gürleyen paylaşan: ncabaci

Belediye Başkanımız sayın Baki Ergül verdi plaketleri ödül sahiplerine.Tabii soyadından da anlamışsınızdır sanırım, Sinop El Sanatları araştırma ödülünü alan, kızım Günsu Cabacı’ydı. Kızımın, İstanbul Üniversitesi Sosyal Antropoloji bölümünde hazırladığı tezi,tükenmekte olan el sanatlarından el yapımı av bıçaklarını görsel belgelemesi oldu. Sinop’ta bu bıçaklardan yapan son nesil Cengiz Usta ve oğlu var. İşte yok olmaya yüz tutmuş,bu biçak yapımını ham maddeden, bıçak olana kadar geçen süreci 2 ayda,hem fotoğraflarla ve hem de yazınsal olarak hazırlayıp 200 sayfalık bir kitap oluşturdu. Bu kitaplardan biri Cengiz Ustada, biri İstanbul Üniversitesi kütüphanesinde, biride kızımda.Bu çalışmanın özelliği, sanatın kaybolan bir sanat olması, diğeri de daha önce böyle bir çalışmanın yapılmamış olması.

Onunla çok gurur duydum. Umarım devamında başka gençlerimizde, kaybolmaya yüz tutan birçok değerlerimizi güncel tutmaya çalışarak, araştırmalar yapar, kültürümüze katarlar.

Biliyorsunuzdur ,Bilke’ye destek olan birçok kişi var. Bunlar bizim gibi arkadaşları arasında aylık belirli bir miktar para bağışında bulunarak, üniversitede  okuyan gençlerimize katkı sağlıyorlar. Tabii hiçbir karşılık beklemeden yapılan bu bağışlar için, sağ olsun BİLKE yönetimi teşekkürlerini dile getirmek adına, grup liderlerine de bu etkinliğin anısına,ufak birer hediye verdiler. Bu hediyeleri de yine, belediye başkanımız verdi.

Sayısız şiirleri ve besteleri olan,2 şiir kitabı (Ümit Zindanı-Şiir Gibi Sinop) yazan, Levent Bektaş, bunca yıldır,50 den fazla ödül aldığını, ama bunların sadece 2 tanesi kendi memleketi Sinop’tan aldığını, ve hayatında ilk kez elleri titreyerek şiir okuduğunu dile getirdi.

Eserleri, birçok ünlü ses sanatçısı tarafından okunan,”Acıların Kadını” isimli eseriyle,Altın Plak ödülüne değer bulunan,eserleri,Zeki Müren,Muazzez Abacı,İbrahim Tatlıses,Seda Sayan,Sibel Can, Müslüm Gürses gibi sanatçılar tarafından plak ve cd lere okunan, Sayın Bektaş’ı,birkez daha buradan kutluyorum.

Benimde başıma gelmişti böyle bir olay ama ben hala nedenini bulabilmiş değilim.

Yıllar önce oğlum Gazi İlköğretim okuluna giderken, okul müdürü Ahmet Bey okul sezonunun açılışında, benden konuşma yapmamı istedi.Ben de kabul ettim, karşımda ilkokul talebeleri, öğretmen arkadaşlarım var. Ve ben o sabah heyecandan mikrofonu elim de tutmakda zorluk çektim. Dizlerimin titremesi bugün kü gibi aklımda.

Ki ben İstanbul’da ki Sinoplular gecesinde, bakan, milletvekili, vali ve birçok işadamının  oluşturduğu 3000 kişilik bir yerde gayet rahat konuşma yapan ben, o gün minicik öğrenciler karşısında heyecanıma yenik düşmüştüm.

Cengiz Usta,Ahmet Küçükbaş ve Berrin Gürleyen’de konuşmalar yaptılar.

Ahmet Küçükbaş, yazdığı makalelerle kitap çıkarabileceğini söylediğinde, başkanımız bu konuda kendisine destek olacağınıda dile getirdi.

Berrin Hanım, daha yeni yoldan geldiğinden,yorgunluğu yüzünden okunsa da,yaptığı çalışmalar ve Engelsiz Yaşam Merkezinin değerli çocuklarının sportif faaliyetlerde gösterdiği başarılar, onu her zaman ki gibi mutlu ediyor, yorgunluğunu unutturuyordu.

İyi ki varsınız , iyi ki varsınız…

Velhasıl sevgili okuyucularım gerçekten güzel bir organizasyondu. Emeği geçen herkezi, Bilke Başkanı  Yaşar Sarıkaya arkadaşımı, yönetimdeki tüm ekibi ve üyelerini tekrar kutluyorum. İyi ki varsınız, iyi ki değerlerimize sahip çıkıyorsunuz…Sizleri seviyorum.

Belediye Başkanımız Sayın Baki Ergül’e de teşekkür ederim, iyi ki aramızdaydı, duyarlılığını birkez daha gösterdi bizlere.

Ha  bu arada… yaa ne güzel şeyler hazırlamışsınız öyle, birçok marifetli ellerin hazırladığı, poğaçalar, kurabiyeler böreklerde harikaydı ellerinize sağlık Bilke’nin hamarat bayanları…

Bugün bayram…19 Mayıs Atatürk’ü anma , Gençlik ve Spor Bayramınız kutlu olsun.

Not:Gazeteci arkadaşım Özkan Akar’ın sayfamda 4 fotoğrafını kullandım, kendisine teşekkür ederim.