Her dişi anne midir, her anne dişi midir? Bi’tutam Tuz.

Her ne kadar bilim erkekleri de doğurtmaya çalışsa da, Allah tarafından annelik yani çocukların dünyaya getirilme işi kadınlara, yani insanları ikiye ayırdığımızda dişi tarafa verilmiş.
Yine de aldığımız eğitimler, terbiye, zamanında bilinçaltımıza ittiğimiz kalıplar sayesinde ne kadar dişi olabiliyoruz? Sadece doğurmak bizim dişi olmamıza yetiyor mu? Anne olmamız bizim dişi olduğumuzu, kısaca kadın olduğumuzu gösteriyor mu?
Cevap olarak, tabii ki diyeceksiniz belki de. Görüntüde tabii ki… Kadın değilseniz nasıl doğuracaksınız ki?
Ama biz ruhsal, zihinsel, duygusal, fiziksel varlıklarız. Bu dört öğe bir araya geldiğinde gerçekten insan olabiliriz. Kadınlığımızı da ancak hissettiğimizde, o enerjiyi içimizden dışımıza yaydığımızda gerçekten dişi olabiliriz. Kadın olmak sadece çocuğumuzu yedirdiğimizde hissettiğimiz duygu değil, nasıl annelik için yeterli değilse de. Kadın olmak üzerimize etek ya da elbise giymek de değil, onu taşıyabilmek. Kadın olmak almayı ve kabul etmeyi bilmek demek. Çocuğumuza bize yardım etmesi için izin verebilmek belki de, bu da bir kabul değil mi? Eril ve dişil arasında delilik ile deha arasındaki kadar ince bir çizgi var ve biz anneler de sürekli o çizginin üzerinde yürüyoruz. Ne zaman çocuklarımızla ilgilenmeyi birincil görevimiz haline getirsek, belki de eşimizle ilgilenmeyi kesiyor, ruhumuzun yolundan sapıyoruz. Artık çalışan anneler çoğaldı. İş yerinde kendi haklarımız için savaşmak zorunda kalıyoruz. Bu savaş içsel olarak eril enerjimizi arttırıyor, birdenbire evde eşimizden isteyeceğimiz işleri biz yapmaya başlıyoruz, bir erkeğe ihtiyaç duymaz oluyoruz. Kendine ihtiyaç duyulmayan erkek de evde erkekliğini hissetmez oluyor. Buyrun, boşanmaların en büyük nedeni. Boşanmaların en büyük nedeni ne aldatma ne de para… Erkek kendini erkek gibi, kadın da kadın gibi hissetmezse ne paylaşılabilir ki evlilikte? O yüzden değil mi, bir çok kadın anne olduktan sonra boşanmanın eşiğine geliyor ya da o eşikten geçiveriyor.
Anne olmak bir roldür, kadın ya da dişi olmak bir olma halidir. Anne oldum diyen kişi bir role bürünmüştür sadece, dişi olması ve dişi kalmasını bağlayan bir rol değildir bu, olmamalıdır. İkisinin birbirine karıştığı yerde işler de karışmaya başlar.
Sevgili anneler, kendinize yabancılaşmak istemiyorsanız, bugün kendinize şu soruyu sormaya başlayın: ‘Ben ne kadar dişiyim?’
Cevaplar gelmeye başlayacak ve değişmeye başlayacaksınız. Sadece cevapları farketmeye niyet edin. Nereden ve ne zaman geleceğine hiç takılmayın. Bırakın, hayatın akışı size öğretmenlik yapsın.
Mutlu olmak hepimizin hakkı ve en büyük mutluluk aslında tamamlanmak. Dişi bir anne olduğumuzda tamamlanmış oluyoruz.

Banu Conker

Hakkımda Nilgun

Sinop'ta yaşayan, Sinop'lu bir bayanım. Gezmeyi, yüzmeyi, konuşmayı, sosyal aktiviteleri çok severim. İnsanlara yardımcı olmak beni çok mutlu eder.Ve tam bir Sinop Aşığıyım. Bu kadar yeterli mi?)))

İlginizi Çekebilir

blank

Calista Otelde 2. Gün

Merhaba tekrar, Calista Otel’de tatilimizin 2. Gününü anlatmaya devam edeyim. Rahat bir uykudan sonra sabah …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.