Hoşçakal Bali…22.09.2014

Bu satırları size Doha Havaalanından yazıyorum.

Dün Bali’den saat 19.05 de ayrıldık.

Dün sabah kahvaltı sonrası Kadir ve sevgili eşi Dian bizi arabalarıyla gelip aldı, kişi başı tek valizle geldiğimiz Bali’den 2 şer valizle ayrılmış bulunuyoruz.)))

Dün de Kadir bizi outlet mağazalarına götürdü. Ama rupiah mız  bitmişti, tekrar dolar bozdurmak istemedik, sonrada  dolar kullanmak istediğimde, tarihi eski diye kabul etmediler.

Bu arada şunu hemen belirteyim eski tarihli ve eski görünümlü dolarları kesinlikle almıyorlar, aklınızda bulunsun.

Bu arada yine Dominos’ta pizzamızı, Disvocery Avm de Baskin Robins dondurmamızı yedik. Bir zamanlar bu dondurmadan Sinop Amerikan Üssünde de satılırdı, zevkle yerdik.

Denpasar Havaalanına geldiğimizde Kadir ve Dian’dan ayrılmamız çok zor oldu. Dian bize sarılıp ağlıyor, biz sarılıp ona ağlıyorduk. Kadir’in de gözleri doldu. Düşünün 14 gün boyunca hergün beraber olduğumuz bu çiftte o kadar alışmış ve sevmiştik ki, ayrılırken bir yarımız orada kaldı. Neyse ki Türkiye’ye geldiklerinde bizleri ziyaret edeceklerine söz verdiler.

Çok çok güzel geçen tatil sonrası,ekonomi olarak aldığımız gidiş dönüş biletimizi,9 saat sürecek Doha yolculuğumuz bölümünü,bu defa up-grade yaparak, Business Class a çevirdik. 2 şerli olarak, Aynur’larla arkalı önlü oturduk.

İlk olarak yanımıza bir host gelerek bize paket uzattı ve eğer beden uymazsa değiştirebiliriz dedi.Meğer bize rahat etmemiz için pijama getirmiş. İçinde çorabı, saç fırçası, göz bandı ve kulaklığı vardı. Koltuklarımıza bırakılan makyaj çantası içinde ise, bir parfüm, bir el kremi ve bir ruj vardı.

Ben hemen rahata geçmek isteyip,  gösterilen yerde pijamalarımı giydim. Koltuğumu rahat konuma götürdüm, ayaklarımı kaldırdım, bir film açtım kendime. Büyük ekrandı televizyon. Hemen akabinde hostumuz, yemek öncesi ne içip, ne yememizi tayin etmemiz için menü getirdi.

Listeden  bir suşi, bir salata, bir basket deniz ürünleri ve peynir tabağı,  arkasından da fresh meyve tabağı istedik. Bu arada ben bir şarap seçtim, arkadaşım mango suyu içti.

Ardından gelen başka bir host, kendisini superviser olarak tanıtıp, önce beni tebrik etti, en güzel şarabı seçmişsiniz diye, sonra da bir arzunuz olursa beni her an çağırabilirseniz dedi.

Ardından bize çikolata paketi bıraktı. Biraz film izleyip koltuğumu iyice yatar pozisyonuna  götürüp uyku pozisyonuna geçtim.Bu arada tuşlarla oynadıkça, koltuğun diğer fonksiyonlarını keşfettim, birazda masaj yaptırdım koltuğa..Yani anlayacağınız keyifler ganiydi.))))Sonra ,böyle güzel ortamı uyuyarak kaçırmak istemediğimden birde kahve istedim,uykum kaçsın diye.)))

Tuvalete gittiğinizde, diş macunu, diş fırçası, tıraş losyonu ve bıçağı, el kremi, vücud losyonları  vardı,kapalı ambalaj içinde..

Yani anlayacağınız o 9 saat nasıl geçti anlamadık. Sonra bize tekrar yemek ikram ettiler, bu defa ızgara biftek seçtik, içeceklerimizi söyledik, masalarımızın üstüne beyaz örtü ve bize de beyaz peçete verdiler. Servis ve sunum mükemmeldi. Ahh dedim artık uzun yolculuklarda hep businees class gitsek… Paranın gözü kör olsun.

Ve rüya gibi yolculuğumuz Doha’da bitti. Uzun bir bekleyişimiz oldu burada. Fakat sesiz oda dedikleri odalar var, orada yatıp dinlendik. Ve sonrada havaalanını gezdik. Çok büyük bir havaalanı, giderken vaktimiz kısıtlıydı dolaşamamıştık,  bu defa heryeri gezdik.

Doha ve İstanbul arası, 4 saat sürüyordu. Ekonomi ile geldik, o bölümü. Yolcuların çoğu Katar’lıydı. Çocukları çok yaramaz. Yol boyunca telefonları açıktı. Hatta biri geldi hostese wı-fı şifresi sordu. İnşallah düşmeyiz dedim, çok şükür sağ sağlim geldik İstanbul’a.

İstanbul’a geldiğimizde uçağın içi savaş alanına dönmüştü. Ne ararsanız yere atılmıştı.

Yine Sabiha Gökçen Havaalanına indik. Ve yine giderken kaldığımız Sahil Otel’de kaldık. O gece kızım ve oğlum ziyarete geldiler, daha doğrusu hediyelerini almaya.)))))

Öbür gün uçağımız saat 14.00 de kalktı ve valizlerimiz için ben 5 kilo, arkadaşım,10 kilo excess ödedik.Yalnız enteresan biletlerimizi kesen bey isterseniz fazlalığı bana ödeyebilirsiniz dedi ve bizden 45 tl alıp hiçbir belge vermedi.????

Veeee  rüya gibi yolculuğumuz sona erdi.

Gerçekten rüya gibiydi. Bakın şimdiye kadar ne zaman seyahatlerimden bahsetsem, önce Güney Afrika derdim, sonra Norveç, sonra Amerika gelirdi. Ama artık sıranın önüne Bali geçti.

Bali’yi çok sevdik. Bu konuda Kadir ve sevgili eşi Dian’ın rolü çok büyük oldu. Bizi çok, ama çoook güzel gezdirdiler. Her günümüz dolu dolu geçti. Her gün ortalama 3 aktivite yaptık. Fiyatlar çok ucuz olduğu için, rahat ve kısıtlama olmadan yedik içtik, gezdik. Her dakika dua eden Bali’lileri gördükçe, ben de her dakika Allah’ıma yaşattığı bu güzellikler için teşekkür ettim.

Ve diğer bir kocaman teşekkürümde, sevgili Kadir ve Dian’a gelsin.

Bu arada sevgili yol arkadaşlarım, Beyhan, Aynur ve Sabri’ye de teşekkür ederim. Sizlerle seyahat etmek çok güzeldi…

Şimdi sırada neresi var????)))))))))