Benim sergimin bittiğinin ertesi günü, SİFAD’ın sergi açılışı vardı. Tabii bende hem derneğe üye olduğum ve hem de sergide fotoğrafım olduğu için açılışa katıldım. Bu sergimizi de yine, belediye başkanımız açtı.
Katılım güzeldi. Bol bol fotoğraf çektik. Hele bir ara trafiği durdurup caddenin ortasından selfi yaptım. Sağolsunlar sürücülerde anlayış gösterdiler. Tabii bayram kalabalığı olsaydı böyle bir şey mümkün olamazdı.
1 hafta sürecek olan sergimizi, maalesef ki Türkiye’min yaşadığı üzücü durumdan ötürü, erken kapatmak durumunda kaldık.
Allah ülkemi ve milletimi korusun, yaşatmasın bize böyle felaketler. Hepimize geçmiş olsun tekrar.
Bu arada gezmelerimiz devam ediyor. Geçen gün uzun bir aradan sonra ilk kez kayınpederimi pikniğe götürdük, nasıl sevindi anlatamam. Hafızası da açıldı. Hiç uyumadı o gün.
Düğünler de son hızıyla devam ediyor, sergim sırasında 5 düğüne katılamamıştım, bu arada 3 düğüne gittim. Birde nişan yaptık. Tüm çiftlere mutluluklar diliyorum.
Havada pek güzel gidiyor, ara ara denize gidiyoruz. Ben mi üşüyorum deniz mi soğuk anlamadım. Bu yaz bende bir üşüme var. Haziran ayında denize girdiğimde böyle üşümemiştim vallahi.
Kurslarımız bitse de, resim kursu arkadaşlarımla sık sık buluşuyoruz. Geçen gün kahvaltıda Şen Pastanesindeydik, öbür haftada arkadaşımın bahçesinde kahvaltı yaptık. Çok çok güzeldi, bahçeye bayılıyorum. Hele asma altı veya çardak gibi yer varsa, dokunmayın keyfime.. O günde arkadaşlarımla birlikte çok güzel kahvaltı yaptık, tek sorun birçok yiyeceğin olması ve bizimde dayanamayıp yememizdi.
Buradan ev sahibesi Havva’ya ve tüm arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum, iyi ki varsınız.
Gelelim 1 gece önceye..Yani Cuma gecesine. O gün yine yorucu bir gündü, üstelik yürüyüşte yapınca iyice yoruldum, saat 00.35 gibi yattım. Aldım elime telefonumu son kez bakayım internete dedim ve birden ne olduğunu anlayamadığım bir şekilde yatağım öne ve arkaya gitti. Ama nasıl bir gürültü anlatamam, Allaaaah ne oluyor, yarabbim diye bağırmışım… Baktım tavana avize salıncak gibi sallanıyor, o sırada içeriden eşim koştu. Anladık deprem olduğunu, ben hemen giyinmeye başladım. Üstüm pijama, altım pantolon , elimde çanta, telefonum, data bankım fırladık. O sırada kızımda pijamalarla fırlamış dışarı, önce onun yanına gittik, baktık bütün apartman dışarda. Epey bir süre bekledik, artçıları gelebilir diye. Sonra tekrar parka geldik, Uğur Mumcu meydanında bekliyordu birçok kişi.
Saat artık 2.30 gibiydi, korkudan arkadaşımın evine gidip yattık. Onun evi 2 katlıydı, daha güvenilir geldi. Eşim babasıyla evimizde kaldı. Şükürler olsun ki bir daha olmadı. Allah korusun gerçekten, yaşadığım ilk büyük depremdi. Allah hiç kimseye yaşatmasın. Demek Sinop’ta da olabilirmiş. Bu durumda nükleer santral için bakarsınız geri adım atılır.
Dün akşamüzeri de yemeğe davetliydik, eve geldiğimizde saat 20.30 du. Ve ben dün gece 20.35 de yatmıştım. Ara ara uyansam da, hiç uykum kaçmadı ve sabah saat 8.30 da uyanmışım. Bütün bir buçuk ayın yorgunluğunu dün gece 12 saat uyuyarak atmışım. Ben de şaşırdım kendime.
Birde 2 aydır başıma geleni yazayım size. Kitap okuyamıyorum. Yaa ne oldu bana anlamadım. Şu anda ne kitap ne gazete okuyabiliyorum. 1 gazeteyi 1 hafta içinde bitiriyorum. 2 aydır sadece 2 sayfa kitap okuyabildim. Başuçumda bekleyen en az 3 kitap var…Çok üzülüyorum bu duruma. İnşallah başlarım okumaya yine..
İşte geçen 16 günün özeti böyle..
Sizlere iyi, huzurlu geceler ve günler diliyorum.