Yine bu geçtiğimiz Pazar buluştuk Sifad üyeleriyle. İstikamet Boyabat’tı.Ben yeni yoldan gideceğimizi sanırken,belki kar vardır diye, eski yolu önerdi bazı arkadaşlar. İyi ki de o yoldan gitmişiz, böylece senenin ilk karını görmek ve dokunmak nasip etti Allah bana.
Soğuksuya doğru çıkarken tipi başladı. Yerlerde 20cm kar vardı. Durduk Çakıldak Köyünde,fotoğraf çektik,selfiler yaptık.Biraz kartopu oynadık, kara hazırlıklı olmadığımız içinde birazda üşüdük. Özlemişim karı,çok güzeldi. Bu sene yine Sinop merkeze kar hiç yağmadı, yada gece şöyle bir serpinti geldi geçti.Dolayısıyla görmeden karı, yine bahar geldi.Bakalım yazımız nasıl geçecek.
![blank](https://nilguncabaci.com/wp-content/plugins/wp-fastest-cache-premium/pro/images/blank.gif)
2 saatimizi aldı yeni yapılan ana yola inmek. Sonra da doğruca Yeşilyurt Köyüne gittik. Ben ilk kez gittim bu köye ama fazla umduğumuzu bulamadık. Portre çekecektik, ancak birkaç çocuk görebildik. Bir de yeni doğmuş bir buzağı. Sahibi oğlunun adını vermişti buzağıya.Belli ki, O da oğlu kadar kıymetliydi onlar için.
Oradan doğruca Sarıağaç Çayırı Köyüne gittik. Önce köyün kahvesine gittik sobanın etrafına doluştuk hepimiz,biraz ısındık,sıcak çaylarla birlikte ,sıcak sohbetler yaptık aramızda…
Oraya geçen sene 20 Martta yine gitmiş, çocukların akınına uğramıştık. Bu defa giderken, daha önce fotoğraflarını çektiğimiz kişilerin fotoğraflarını tap ettirip, yanına almış dernek yönetimindeki arkadaşlarımız, onları dağıttılar, aman aman, bir mutlu oldular anlatamam size. Hepsi yine sıraya geçti, beni de çeksene, beni de çeksene diye.
Bu defa ellerinde kendi fotoğraflarını gördüler ya, büyüğü küçüğü bize poz verdi. Hiçbir sıkıntı yoktu görüntü almamızda.
Hava güneşli de olsa, soğuk kendini yine hissettiriyordu. Ama oranın halkı, çoluğu çocuğu alışmış soğuğa, incecik kıyafetlerle dışarıdalardı.
Bazılarının poz verişleri de farklılaşmıştı bu defa , bence biraz çalışma vardı.))
Bir anne ve çocuk..Bebek şaşkın, anne sevgi dolu sarılmış kızına, biraz şaşkın, biraz mutlu bebeğiyle poz verdi bizlere.
Bir başka anne battaniyeye sardığı 1 aylık bebeğiyle çıktı sokağa. Epeydir de 1 aylık bebek görmemiştim. Çevresinden habersiz, ağzını emme hareketleri yaparak uyuyordu. Ben korktum üşütür diye. Ama anne genç, anne alışkın soğuğa, bu küçük bebekte tabiî ki alışacaktı burada ki yaşama. Soğuk neydi ki onlar için. İllaki üstüne, şehirdekiler gibi kaban giymesi, ellerinde eldiven, başında beresi olması gerekmiyordu. Böyle alışmışlardı, burada ki havaya ve hayata. Ve bu bebekte diğerleri gibi böyle alışacaktı hayata…
Biraz daha ilerlediğimizde çalı çırpı taşıyordu bazı kadınlar sırtlarında. Hatta ben aa çok ağır değil mi, nasıl taşıyorsunuz diye sorduğumda köyden onu izleyen 2 genç adam bu kadınların görevi dedi. Merak ettim, acaba erkeklerin görevi neydi ki orada..İnşallah bir daha gidersek bu sorumun cevabını araştıracağım orada. Üstelik taşıyan ve kıran bayanlar 50 ve 60 yaş üzeriydi.
Her gidişimde değişik bakıyorum gittiğim yere, aslında aynı yere birden fazla gitmenin de faydası var. Görmediklerinizi, fark etmediklerinizi algılıyorsunuz.
Bir başka güzel bir kız çocuğu çekingen,utangaç, tüm masumluğuyla bakıyordu objektife..3 yada 4 yaşında…’’Bunlar neden böyle etrafımda fotoğrafımı çekiyorlar’’ diye heyecanla elinde ki örtüyü sıkıyordu. Onun gözlerindeki o mahcubiyet görmeye değerdi inanın.
Ve köyün tam meydanında oturuşundan, bakışına kadar ağa gibi görünen bir başka amca ve sanırım eşi ve torununu da görüntüledik. O poz vermedi bize, sadece olduğu gibi göründü…
Bu arada peşimde dolaşarak yine çeksene, hadi yine çeksene 28 fotoğrafım çekildi hadi 35 yapalım diye dolaşan çocuğu yine kıramadım…
Yani anlayacağınız bol fotoğraflı bir gün oldu bizim için..
![blank](https://nilguncabaci.com/wp-content/plugins/wp-fastest-cache-premium/pro/images/blank.gif)
Oradan Boyabat merkeze gidip yemek yedik.
![blank](https://nilguncabaci.com/wp-content/plugins/wp-fastest-cache-premium/pro/images/blank.gif)
![blank](https://nilguncabaci.com/wp-content/plugins/wp-fastest-cache-premium/pro/images/blank.gif)
Yemek sonrası meşhur kuru yemişlerinden aldık.Almadan da söylüyor sahibi, her şeyden tadabilirsiniz diye. Siz hiç denediniz mi bilmem, ama eğer yolunuz Boyabat’tan geçerse muhakkak kuruyemiş alın, farkı fark edin. Özelliği, kuruyemişleri 2 kez fırınlıyorlarmış, hem çok leziz, hem de bayatlamıyor uzun süre.
Ve dönüş yolunda Boyabat Kalesi’ni görüntüleyelim diye tepeye çıktık. Kuşbakışı izledik şehri. Fotoğraf çektik yine bol bol..
![blank](https://nilguncabaci.com/wp-content/plugins/wp-fastest-cache-premium/pro/images/blank.gif)
Ve dönüşte açık hava çarptı galiba, yolda biraz uyumuşum, gözümü açtığımda Sinop’a gelmiştik bile.
Böylece SİFAD’la yaptığımız güzel bir geziyi daha sonlandırmış olduk…
İyi ki varsın SİFAD ve iyi ki sizleri tanımışım. Teşekkür ediyorum başkanımıza ve tüm arkadaşlarıma……Sizleri seviyoruuuuum…..Ve bol gezili günler diliyorum…