Hayat….
Bir aya yakın yazamadım…Kendime sanata verdim şu sıralar yine..
Resim kursunun yanında birde seramik kursuna başladım. Zevkle çamurla uğraşıyorum. Şu sıralar evde resim değil, seramik çalışıyorum. Akşamları alıyorum bir tepsi kucağıma, çamuru da alıp değişik figürler yapıyorum. Tabii tahmin ettiğiniz gibi daha çok, yüz yapmaya çalışıyorum.
Evimde de resim, çini tabaklar, tekne modelleri çok fazla, şimdi birde seramik girdi işin içine nereye koyacağım bilmiyorum. Ama daha çok saksı yapacağım ve eskileri elden çıkaracağım. Şu anda ki düşüncem bu.
Son bir ayda neler yaptım …..Bir düşüneyim bakalım. Önce seyahat dolayısıyla yeme alışkanlığım biraz değişir gibi olmuştu hemen elimdeki kitabı alıp tekrar okumaya başlayıp, konsantre olmaya çalıştım. Şeker ile karbonhidratı kestim. Çok da güzel gidiyor.
Birde glutensiz ekmek yiyorum,kendim yapıyorum.Ve bu glutensiz ekmek fazla yenmiyor,onu da belirteyim.
Halk Eğitim Merkezinin açtığı pilates kursuna gidiyorum haftada 2 saat. Ümit Hoca veriyor. Ve hepimiz çok memnunuz. Hocadan memnunuz da, Atatürk Spor Salonundan memnun değiliz. Soyunma odalarında korkunç idrar kokusu var. Rüzgarla bağlantılıymış ,öyle diyorlar. Ama durulacak gibi değil. O kadar eski bir bina ki ben ilkokuldayken orada müsamere dediğimiz gösteriler yapardık. Hala aynı bina.O zamandan bu zamana değişen çok fazla bir şey yok.Kesinlikle yenilenmeli .Geçen gün görme engellilerin maçı vardı sanırım, inanın Sinop dışından gelen misafirlerden utandım ben şahsen. Koku bütün girişi kaplamıştı. Şimdi ben ne zaman salona gitsem, kıyafetimle hazır gidiyorum spora, soyunma odasına girmiyorum. Sevgili yetkililer bu konuya çözüm bulun lütfen. Orayı kullanan gençlerimiz, sporcularımız ve bizler bunu hak etmiyoruz. Orada kilere sorduğumuzda giderlerin değişmesi gerektiğini söylüyorlar, neyse çaresi yaptırınız.
Geçen ay liseli arkadaşlarımızla günümüzü, Erfelek’te Öztürk Resturant ta yaptık. Kahvaltısı çok güzeldi,kahvaltılıklar yeme kapasitenizin üzerinde geliyor üzülüyorum şahsen,yazık oluyor artanlara. Yan tarafta da sırık kebap vardı, güzel görünüyordu ama yiyecek yerimiz yoktu.
Bu arada geceleri vakit geçirmekte zorlanıyorum,kendime iş bulmaya çalışıyorum. Geçen akşam kuru suluboya ile kedi resmi yaptım.
Evde bulduğum bir bez çantaya Frida Kahlo’nun resmini kumaş boyayla boyadım ve çiçeklerini de yünden ördüm, çok güzel bir alışveriş çantası çıktı ortaya.
Henüz bitmedi.
Fırınlanmadı daha tabağım.
6-8 aralıkta Sinop’a 25.Gezici Festivali geldi,gala gecesine gittik arkadaşımla ,bir sonraki gecede eşimle başka bir filme gittik çok güzeldi. Gösterim Halk Eğitimi Merkezinde oldu. Belediye Başkanımız Barış Ayhan konuşmasında, Sinop’a bir sinema açmamız lazım deyip, Sinop Ticaret Odasından yardım istedi.
Gala gecesinin filmi ‘’Soluk’’ tu. Film ekibi de katıldı galaya.
Diğer gece ise gittiğimiz film, Nuh Tepe’siydi. Nuh Tepesi’ni daha çok beğendim.
Geçen günde resim grubu arkadaşlarımla Kültür Merkezinde açılan Moda Tasarım Sergisine gittik. Duygu Erkan’ın’’ Esintiler’’ sergisiydi. Ama çok farklı eserler vardı. Salona ilk girdiğimizde kola şişesinin içinde ki cenin dikkatimizi çekti. Anlamadık neden sergilediler. Kimsede yoktu soramadık.
Çok farklı tarzda resimler sergilenmişti. Çok beğendik ve ilgiyle izledik. Katılımcıları yürekten kutluyoruz. Hep aynı tarz yapmaktan bıktım, artık bende değişim istiyorum. Farklı bir şeyler denemeliyim.
Resim grubuyla öğlen yemeklerimiz, doğum günü kutlamalarımız devam ediyor.
Ben saçta keserim:))
Ahh size birde Boyabatı anlatayım.
Geçen gün yerel basında Boyabat’ta Dodo AVM nin açıldığını duyduk ve izledik. Hatta Hande Yener ve Utku Güdü açılışa geldiler. Sinop’ta da büyük bir Avm olmadığı için Boyabat’a gidelim dedik.Minibüs tuttuk. Bizi direk Dodo’ya götürdü. Baktık ışıklar filan yanmıyor, herhalde erken geldik diye düşündük. Resturanına girdik, Sinop’un güzel bayanlarını gördükleri için çok sevindiklerini söylediler. Nerede bu insanlar dediğimizde şubat ayında açılacağını söylediler. Eee hani Hande Yener gelmişti, neden dedik? Handeyle anlaşmaları öyle denk gelmiş, değiştirememişler. Otogarı açmışlar yalnızca. Birer kahve içtik ve yemeğe daha önce de gidip döner yediğimiz Kale Bağına gittik. Sonbaharı çok güzel gözlemledik o gün. Saat 16.00 gibi de döndük. Aklınızda olsun, daha açılmamış, sizlerde gidip bizim gibi aynı hatayı yapmayın.
Bu arada Sinop yine ulusal basında adını duyurmaya başladı. 2 hafta önce Mustafa Karakuş yemek programına katıldı, Değişik Sinop mantısı yaptı. Zaten kendisi aşçıydı, güzel yemekleriyle 1. Oldu. Mustafa’yı kutluyorum. Kendisinin sesi de çok güzeldir. Önceden konservatuvardaydı ,oradan biliyorum.
Konservatuvar değince, Cuma geceleri icramız devam ediyor.İyi gidiyor.18 Nisanda konserimiz var.O güne randevu vermeyin.
Gecen gecede O Ses Türkiye’ye de Kahveci Baba ‘dan tanıdığınız Yılmaz Küçük ve onunla sahne alan bir genç kızımız beraberce katıldılar. Seda Sayan’ı da döndürdüler. Çok tebrik ediyorum Yılmaz’ı ve arkadaşını. İnşallah devamı da gelir.
Veee işte koca bir yıl, sanki dün gibi geçip gidiverdi. Yine yeni bir yıl ve yine yeni umutlar.Allah’ım inşallah 2020, daha da güzel geçer hepimiz için…
Ben yeni yıl ağacımı kurdum, heyecanla bekliyorum 2020…
Hepinize sağlıklı, mutlu, bol bereketli, başarılı bir yıl diliyorum..Sevgiler..