Merhaba sevgili günlük…
Ara ara okuduğum kitapları yazıyorum size, ama günlüğümü yazmayalı bir ay olmuş.
Nasıl geçmiş bir ay şaşırdım kaldım. Artık ben dünyanın eskisinden daha hızlı döndüğünü düşünmeye başladım. Herkes vaktin çok çabuk geçtiğini söylüyor. Halbuki evdeyiz, kimseyle görüşmüyoruz. Pazar günü hariç(2 haftadır cumartesi günleri dışarı çıkabiliyoruz artık)hergün ortalama 1,5-2 saat dışarıda yürüyüşümüzü ve alışverişimizi yapıyoruz. Eve gelince yemek yap, ortalığı sil süpür derken akşam oluvermiş. Her günde ev silip süpürmesek de gerçekten iş bitmiyor.Şimdi evimi üstelik süpüren Suzy var.
Önceden haftada 3 gün okula giderdim, diğer günler arkadaşlarımla buluşurdum ve artı biraz önce saydığım işleri yine yapardım, her şeyde gayet güzel yetişirdi. Peki ya şimdi????
Neden gün yetmiyor ve hemen akşam oluveriyor????
Neyse yeter ki sağlıklı olalım, çabuk geçerse geçsin. Nasılda yaş alıyoruz ama. Bu arada çocuklarımı çoook özledim çook. Tüm sevdiklerimi de. İşte, bugünlerde geçecek ümidiyle hasretle bekliyoruz gelecek güzel günleri.
- aşımızı da geçtiğimiz pazartesi olduk. Allah’ım antikorlarımızı bol eylesin inşallah. Daha önce demiştim, ben eşim sayesinde erken oldum aşıyı, ama şimdi 60-65 yaş arasını da aşılamaya başlayacaklarmış. Ne derece doğru göreceğiz.
Bu arada birkez daha liseli arkadaşlarımla buluştuk yine açık havada. O, 1,5 saatlik görüşme bile bize doping oluyor inanın. Havalarımızda yine çok güzel gidiyor.
Dün de 1yıldır telefon dışında görüşmediğimiz arkadaşlarımla yürüyüşe çıktık. Karakum, Nisi köyü derken epey abartmışız,17.500 adım atmışız. Maskeli, mesafeli yürüdük birlikte.
Bu arada Karadeniz bölgesi covid19 dolayısıyla kıpkırmızıydı, Sinop’ta,Samsundan sonra 2. sıradaydı. Güvenlikler çok artırıldı, hala resturandlar, kahvehaneler, çay bahçeleri kapalı. Esnafımıza, işini kaybedenlere çok üzülüyorum, Allah hepsinin yardımcısı olsun. Dün akşam sağlık bakanı Sayın Koca açıkladı, Sinop 3. Sıraya gerilemiş.
İnanın yazacak şeyde aklıma gelmiyor, yukarıda yazdığım bilgileri de, ileride bu yazdıklarımı okuyan çocuklarıma, belki torunlarıma, bugünlerde yaşadıklarımızdan bilgileri olsun diye yazıyorum.
Kızımla konuşuyorum telefonda: Naber anne, diyor, iyiyim, ne yaptın bugün diye soruyor, dünkü yaptıklarımı diyorum. Havadan, pişirdiğim yemeklerden konuşuyoruz. Konuşulacak konuda kalmadı sanki.
Kırmızı mercimekli ekmek yaptım, çok güzel oldu, ekmek niyetine yaptım ama, kek niyetine yedik.))
Ayyy neyse ya, her şey güzel olacak, hem de çok güzel olacak göreceksiniz. Buna inanın , hem de yürekten…Ben inanıyorum..
İşte bu kadar yazacaklarım, şimdi biraz fotoğraf ve video yükleyip, ileride aaa bak bunlarda olmuş, böylede yapmışız diyeceğimiz anılarımız olsun.
Haydi sağlıcakla kalın.