NİLGÜN'ÜN GÜNLÜĞÜ – SİNOP AŞIĞI 
3.günü, kahvaltı sonrası, birgün önce anlaştığımız taksici geldi ve bizi 10.30 da otelden aldı. Doğruca Saklı Kent’e gitmeye karar verdik. Çünkü bugün aynı zamanda oğlum ve gelinim saat 16.30 da yamaç paraşütüne bineceklerdi, yetişmemiz için acele etmemiz gerekti.
Sanırım 1,5 saatte Saklı Kent’e gittik.16.30 za yetişebilmemiz için şoförümüz bize 2 saat süre verdi.Bu arada hava sıcaklığı 42 derece, o kadar sıcak ki, girişte bir çeşme vardı, elimizi yüzümüzü, ayaklarımızı yıkadık, biletimizi alıp girdik içeri. Bilet alırken kuyruk vardı, ama içerisinin o Kadar kalabalık olacağını hiç düşünmezdim. Girdik içeri incecik bir köprü 1 metre genişliğinde kadar, bu köprüden hem Saklı Kente giren, hem de çıkanlar yan yana geçiyor, kimsede maske diye bir şey yok.Bu arada çocuk arabasıyla gelenler , gidenler. Gözünüzde Hindistan da ki Ganj Nehrini canlandırın öyle bir kalabalık var.Köprüde ilerleyip suyun kenarına geldik, taşlar çok kayıyor, hem taşların üzerinde düşmemeye gayret ediyoruz, hem de fotoğraf çekmeye çalışıyoruz, hem maskesiz insanlardan korunmaya çalışırken başımız güneş altında kaynıyor, ayaklarımız suyun içinde buz tutuyordu. Öyle bir ortamı gözünüzde canlandırın işte. Büyük bir kanyonun içinde yüzlerce insanla birliktesiniz.20 dakika zor kaldık içeride ve biz dönelim en iyisi dedik, hem maskesiz insanlardan korktuk, hem de ayaklarımız buz tuttu.
Biz en iyisi buradan erken ayrılalım Tlos Antik Kentine gidelim dedik. Fakat zaman o kadar hızlı geçti ki yol üzerinde bir yöresel gözleme yapan yerde durup karnımızı doyurduk ve otelimize hareket ettik, saat 16.15 de oteldeydik, ve çocuklarımda hemen saat 16.30 da gelen minibüsle Babadağ’a hareket ettiler, yamaç paraşütüyle uçmak için.
Bizde eşimle biraz havuza girdik, oradan Sahile gittik. Çünkü paraşütle sahile inmeleri 20 dakika sürüyordu, eşim çocukları karşılamak istedi. Ben de bir gece önce kendime deniz gözlüğü aldığım için rahatlıkla denize girdim.
Bu arada heyecanla beklediğimiz çocuklarımızda sağlıkla karaya indiler.
Otele döndük biraz da havuza girdik,duş aldık ve bu gece sahilde bulunan Bella Gusto Resturana gitmeye karar verdik. Bir gece önce rastladığımız oğlumun Sinop’lu arkadaşı orayı tavsiye etmişti.
Bella Gusto büyük ,sahilde bir resturan, fiyat yönünden aşağı yukarı Ottoman Resturanla aynı gibi veya biraz daha pahallı da olabilir. Artık fiyatlara alıştık, eşim bir daha Sinop’a pahallı bir yer demeyeceğim diyor.
Yemek sonrası yine hem sahilde, hem,iç kısımda ki alışveriş ve resturanların olduğu yerde dolaştık.Maskeli 4 silahşor olarak. Çünkü sadece biz maskeliydik.
Yarın son günümüzdü ve 12 adalara tekne turu yapmaya karar verdik. Ölüdeniz’den katıldığımızda bu turlar için kişi başı 250 tl dediler, ama Fethiye’den katılırsak 150 tl olacağını öğrendik. İçinde bir öğle yemeği var. Bizde Fethiye merkezden katılmaya karar verdik, yine aynı taksi şoförümüze bizi saat 9.00 da otelden almasını isteyip, yeni bir güne hazırlanmak için odalarımıza gidip yattık.
Şimdilik hoşçakalın..