Merhabaa….Ben geldiiiiim…Hem de Perşembe günü geldim ama interneti açmaya vakit bulamadım. Çünkü İstanbul’dan misafirlerim var.Neyse onu sonra sırasıyla anlatacağım,önce size Sinop’tan ayrılışımı anlatayım..Yani en baştan.)))
Cumartesi sabah saat 10.15 de kalkan uçağımızı yakalamamız için bizim 1 gün önceden Samsun’a gitmemiz gerekti. O gece Samsun’da arkadaşımın yeğeninin evinde kaldık. Çok da güzel yerdeymiş. Gittiğimizde gece turuna çıkıp sahilde dolaştık. Semaver Çay bahçesine gittik. Gözleme ve menemen yedik. Süperdi. Samsun’a giderseniz ikisini de tatmadan kesinlikle gelmeyin. Hatta arkadaşımla konuştuk, bir de özel Samsun’a gözleme ve menemen yemeğe gideceğiz.Semaver Çay bahçesinin özelliği çaylar semaverde geliyor. Ve etraf da birçok semaver var. Birde devasa bir semaverde çay demleniyor ,oradan da bardakla veya semaverle isteyenlere dağıtılıyor. Çayın tadı semaverde de bir başka oluyor hani.
Sabah Çarşamba hava alanına gidip Ankara’ya ve oradan da aktarmalı İzmir’e geçtik. İlk kez Ankara Hava alanını gördüm küçük ama güzeldi.Çok az kaldığımız için fazla inceleyemedim. İzmir Hava alanına geldiğimizde de Havaş hemen Çeşme’ye kalktığı için o hava alanını da inceleyemedim. Bir koşuşturmayla Havaş’a binip Çeşme’ye gittik.
Sabah saat 10.15 de Samsun’dan hareket ettik. Saat 14.30 da İzmir’deydik.Herşey çok rahat oldu. Hiç telaşa gerek yokmuş. Havaş bizi Çeşme’ye kişi başı 20 liraya götürdü. 1,5 saat sürdü. İnternetten yer ayırttığımız, Barınak Pansiyon’da kaldık. 1 gece kalacağımız için yer bulmakta güçlük çektik. Hafta sonu olduğundan hiçbir yer tek gecelik vermedi bize. Neyse daha önce bir başka arkadaşların kaldığı Barınak Pansiyon, 4 kişilik odayı 3 kişiye 250 tl,ye verdi. Odamız güzeldi. 2 banyolu,2 tuvaletliydi. Yatak yorganda tertemizdi. Üstelik tam merkezde sabah ETS Tur gemimize baka baka kahvaltımız yaptık.
Çeşme’yi hep merak etmişimdir.Tam turistlik bir yer.Fakat taksi şöförlerini sevmedim. Havaştan indiğimizde hemen bir taksiciye gittim, valizlerimi alıp geliyorum dedim, otobüs le aramda da 5metre var. Tamam dedi. Başkasını aldı. Şaşırdım neden onları aldınız ama ben sizinle konuşmuştum dedim. Bana kim önce gelirse o biner dedi. Çok ayıp etti. Ben de telefonla başka taksi çağırdım ve pansiyonumuza gittik.
O gün ve o gece Çeşme’yi dolaştık.Çeşme çok lüks, tamamiyle turistlik bir yer. Fiyatlarda ona göre. Sahilde bir kafeye oturduk yemek yedik,pek hoşuma gitmedi yemekler,etin tadı farklı geldi. Üstelik lüks bir yerdi .Gece hayatı çok hızlı. Trafiğe kapalı caddesinde saat 24.00 de kadar dolaştık.Aynı Eminönü gibi. Çok kalabalık ve tüm dükkanlar,eczaneler açıktı. Damla sakızı Macunu çok meşhurmuş,ondan aldık ve damla sakızlı dondurmasından yedik.
Sabah kahvaltıya çıktığımızda Ets Tur gemimiz karşımızdaydı. Bizde Antalya’dan gelen arkadaşlarımızla saat 12.00 gibi buluşup,pansiyonu boşalttık. Sonrada onlarla birlikte birkez daha Çeşme’yi turladık resim çektik. Marinada çok sayıda tekne var.Ve lüks mağazalar. Bu arada mağazalar arası ağaçlarda da hep Çaput bağlayıp adak adamışlar. Biz sadece önünde resim çektirdik.))))
Bu arada tavsiye üzerine İmren Lokantasına gidip öğlen yemeği yedik, fiyatı da tadı da çok güzeldi. O zaman anladım ki, arada tavsiye alıp dinlemek lazım.)))
Saat 14.00de limana ,gemiye binmek için gittik.Bu arada iskele yanındaki otoparka arabanızı günlük 10 tL ye park edebiliyorsunuz. Bu fırsat sadece Ets Tur yolcuları için geçerliymiş.
Kapıda valizler X-Rayden geçti. Duty Free si küçükmüş. Sadece baktık. Prosedürler tamamlanınca gemiye çıkıp odamıza yerleştik. Kamaralarımız güzeldi,oda hizmetimize bakan Endonezyalı bir bayandı. Nana ..İyi biriydi.
Önce gemiyi keşfe çıktık. Şimdi kızım rehberlik işimizi üstlendiği için çok rahat bir tatil geçirdim. Hiç kaygısız bir tatil oldu. Gitmeden ,o nerelere nasıl gidilir, nereler görülmeli diye araştırma yaptığı için,gemi turlarına katılmadık. Kendimiz gezdik.
Gemimiz saat 17.00 de kalktığında,önce tatbikat yaptılar. Hepimiz odamızda bulunan can yeleklerimizi giyip yönlendirilen salonlarda, geminin batması halinde yapmamız gerekler söylendi.Ardından da hemen, havuz kenarında parti yaptılar. Dansöz vardı. Animasyoncular çok güzel showlar yaptılar.5 çayı ve pastalar ikram ettiler. Geminin havuzu çok küçüktü. Daha çok çocuklar yüzüyordu. Aslında sadece havuzu değil gemide bizim seyahat ettiğimiz diğer gemilerin yanında civciv kaldı.)))7 veya 8 katlıydı. Ama yinede güzeldi. Yolcuların %95 i Türk’tü. Tabii yolcular Türk olunca yemeklerde bizim damak tadımıza göreydi. İçli köftesinin tadı hala damağımda. Yalnız 2 defada da kırmızı etleri pişmemişti.Birinde biftek ,diğerinde kebaptı ama ikisi de tam pişmemişti.Bunun yanında,tavuk, balık, hindi etleri de vardı. Yemekler güzeldi.İlk kez bir gemi turunda zeytin yiyebildik.)))Tabii Türkler olunca…
İlk durağımız Rodos’tu sabah saat 8.00 de Rodos’taydık. Saat 20.00 ye kadar orada kaldığımız için bol vaktimiz vardı. İçimize mayolarımızı giydik.Şehir merkezine çok yakın iskelesi ve dolayısıyla herhangi bir taşıta binmedik yürüyerek dolaştık adayı.
Ada, Eski ve Yeni Ada diye 2 bölüme ayrılmış.Hemen kalenin içinde bulunan kısım Eski Ada diye tabir ediliyor,burada tavernalar,cafeler, özellikle hediyelik eşya satan yerler ve Şövalyeler Sokağı,kiliseler,Arkeoloji müzesi,Büyük Üstatlar Sarayı bulunuyor.
Süleymaniye Camii, 1523 yılında,Kanuni Sultan Süleyman tarafından inşa edilmiş. Rodos’un en büyük camisi.
Kale surlarının arkasında bulunan yerde, Yeni Ada olarak tabir ediliyor,orada da büyük alışveriş merkezleri var.Ada, Unesco tarafından kültürel miras olarak korunma altına alınmış.
Şövalyeleriyle ünlü olduğu içinde hediyelik olarakda şövalye magnetler, şövalye aksesuvarları satılıyordu. Hemen hemen herkes Türkçe biliyordu. Koca bir çınarın altında yorgunluk atalım istedik ve oturduk. Türk kahvesi istedik, sert imajlı bir garson’’ yok Türk kahvesi, Greek kahvesi var’’ dedi. Bizde Türk çayı istedik, greek çay var dedi. Geldiğinde gördük ki, kahvenin fincanı bizimkilerden birazcık daha büyük ve acı. Çay ise maalesef kalınca ve büyük bir fincanda sallama ve Engilish Breakfast çay geldi.İçemedik.
Hipokrat Meydanında ressamlar resim çiziyordu.Müzik aleti çalarak para toplayan,yardım alan kişilere, cadde kenarlarında bolca rastlıyorsunuz.
Rodos heykelinin yerine şimdi 2 geyik heykeli koymuşlardı.
Plajları da ünlü diye, gezimiz bittiğinde haydi birde denize gidelim dedik.Alışveriş yaptığımız dükkandaki bayana Faliraki Plajını sorduk. Bize aman sakın gitmeyin orası hem uzak, hem pis dedi. Bize Ellie Plajını tavsiye etti. Taksiler 4 kişiden fazla almadığı için 2 araba tuttuk. 5 euroya götürdü bizi. Şöföre tekrar Ellie Plajı nasıl diye sorduğumuzda, elini ağzına götürüp öpüp çok güzel dedi.)))
Gerçekten kocaman büyük bir plaj, bir uçtan bir uca Ellie resturanın önünden girdik denize. Yer parası vermedik. Armut minderler ve özel şemsiyeli oturmalı yerler ve çok özel, kumla aynı seviyede şezlonglar vardı. Herbirinde oturduk. İlk yaptığımız hamburger siparişi geldiğinde ağzımız uçukladı.)))) Devasa birşeydi.1 Hamburger ve patates kızartmasıyla 2 kişi rahat doyardı. Yanında soğan halkaları filan bayağı büyük bir menüydü. Fiyatı 7.50 euroydu.Yedik içtik. Denizi güzel ve tuzluydu. Bol bol yüzüp güneşlendik. Sonrada yürüyerek gemimize gittik.
Rodos Adasında herkes Türkçe konuşuyordu. Hatta Büyük Üstatlar Sarayına giderken, bir evin önünde oturan yaşlı bir bey bize anılarını ve Türk dostlarını anlattı. Görmemiz gereken yerleri söyledi.
Üstatlar Sarayı çok büyük bir saray. Sanki tüm şövalyeler 2-3 metere boyundaymış izlenimi verdi bana. Sandalyeler, masalar, o kadar uzun ve yüksekti ki.
8 eoroya sarayı dolaşabiliyorsunuz.Tadilatta olduğu için her yerini gezemedik.Burası 8 euro olunca, Topkapı Sarayı’nı 40 tl ye gezmek birden çok uçuz geldi.
Yani açık yazmak gerekirse, Prag’da , Barselona’da, Viyana’da gördüklerimizden sonra burası fazlada enteresan gelmedi bana. Türk topraklarında geziyormuşum hissine kapıldım.
Akşam yemeğinden sonra, gemide oynanan bingo(tombala)ya katıldık.10 euroya bir kartele aldık. 3cümüzede birşey çıkmadı. Kızım 10 euroluk, makinada oyun oynamış, 20 euro kazanmış, sonra ardından kaybetmiş. Fakat 2 hafta önce aynı tura katılan yeğenim ve eşi, son gece,makinadan 1500 euro kazanarak turlarını bedavaya getirmişler)))).10 euroluk fiş alıyorsunuz,içki bedava oluyor, sanırım siz kafayı buldukça, para harçıyorsunuz, onlar kâra geçiyor. Kumar kültürüm olmadığı için hiçbirşey oynamadım. Bingo dışında.
Ve yine aynı gece gemide Beyaz Gece vardı. Beyaz kıyafetlerle katıldık.Dansözü ve animasyoncu kızları izledik. Dansları çok güzeldi.
Bu gemide sevdiğim şeylerden biri alışveriş yapıyorsun gemi kartına yazılıyor,yani önceden kartına para yatırman gerekmiyor. Bu usül daha iyi geldi bana. Yine oda görevlisine gecelik kişi başı 7 euro ödedik. Yani diğer gemilerle aynıydı. Bunları,gitmeyi düşünenlere bilgi olsun diye yazıyorum.
Bu arada resimleri bugün değil kısmetse 2 gün içinde yükleyebileceğimi sanıyorum. Çünkü ufak fotoğraf makinemle çektiklerim de bellek hatası oluştu yine. Tıpkı Çıralı da başıma gelen gibi. Yarın kısmetse bir arkadaşa gidip o resimleri kurtarmaya çalışacağım. Onun için resimlerin bazılarını daha sonra yayınlayacağım şimdilik bunlarla idare ediverin.)))))
Yazım,çok uzun oldu kusura bakmayın….Daha sonra biraz daha resim ekleyeceğim.
Ardından Mikenos Adası gelecek…Ben den ayrılmayın ki, beraber tura devam edelim…))))Sevgiler..
(Bu arada misafirim var,yazılarım biraz gecike bilir kusura bakmayın.)
Çok güzel bir yazı olmuş. Ben de ETS’nin gemi turuna 2014 Haziran ayında katılmış biri olarak, bebekle gemi seyahati konusunda izlenimlerimi paylaştım. Dilerseniz aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz;
http://www.normalisgood.net/ets-aegean-paradise-cruise-ile-yunan-adalari-turu-hem-de-bebekli/
Yunanistan Turları hakkında gerçekten çok başarılı yazılar yazmışsınız sizleri tebrik ediyorum!
Çok teşekkür ederim
Merhaba, bizde Kurban Bayramında Yunan adaları turu’ na katılacağız. Ben de bir Sinop’ lu olarak vermiş olduğunuz bilgiler için teşekkür ederim..
Rica ederim Turgay Bey. İyi Tatiller.