Günlük

Bugün kü gezi programımıza Anadolu Kavağı’nı almıştık.Ben zaten her İstanbul’a gelişimde midye yemek için giderdim.Bu defada arkadaşlarımla gittim. Saat 13.30 feribotuyla, karşıya geçtik.

Bu  sabah kahvaltıya , Sarıyer’e 11km uzaklıktaki, Garipçe Köyüne gittik.Ufacık deniz kenarında,kayalar arasında kalmış, tarihi kaleleri olan bir yer. Halkı balıkçılıkla uğraşıyor. Çok göç vermiş.2 restaurantı ve bir bakkal dükkanı  var.1941 Yılında inşa edilmiş Yeni Cami’sinin,  tarihi bir özelliği yok.

İstanbul’dan hepinize iyi akşamlar.Nasılsınız sevgili okurlarım?Ben iyiyim çok şükür. Perşembe günü biliyorsunuz İstanbul’a geldim. Saat 16.20de kalkaçak uçağımız saat 18.40 da kalktı. Geçikmeli olarak gelsekte çok şükür salimen ulaştık sevdiklerimize.

Dün yine sinema günümüzdü. Malum şu sıralar koşuşturduğumdan, arkadaşlarımda gitmeden birlikte olalım diye dün Ersin’ler deydik. Harika mantı açmış,çok beceriklidir zaten, sonra da aldık elimize çayımızı, geçtik VCD nin karşısına ‘Kurtuluş Son Durak ‘’ filmini izledik.)))

Şu sıralar koşuşturmadan bir türlü bilgisayarın başına oturamadım…Çok yorgunum çoook… Bir telaşe bir koşuşturma ,günler hızla geçiyor.

Bir sofrada herşey varsa, anlatırlarken bir kuş sütü yoktu derler.Ben de o hesap bir kuş sütü yoktu diyorum.))))Sahi..aslında kuşun sütü olmaz değil mi?)))))

Doğum günleri peş peşe olunca, bizde iki arkadaşımızın birden aynı gün kutlamaya karar verdik. Verdik verdik de ancak fırsatımız oldu kutlamaya.)))Ne yaparsınız muşgul bayanlarız vessalam.)))

Bu güzel Pazar günü, arkadaşımızın daveti üzerine, Dizdaroğlu Köyü’ndeki  çiftliklerine gittik. Her tarafa yemyeşil, bahar gelmiş, erikler, elmalar çiçek açmış. Etrafta kış mevsimini anımsatan nergisler olsada,yinede çimenlerin arasındaki papatyalar bize baharın geldiğini müjdeliyordu.