Yıl 2005…&…..Yıl 2011…..Güney Afrika…

Yıl 2005, ben ve arkadaşım Afrika yolcusuyuz.Üstelik seyahat amaçlı ilk yurt dışına çıkışım.(Daha önce Almanya’ya gitmiştim ama görev gereğiydi.)

Bizde bir heyecan bir heyecan. Üstelik Afrika’da yanına gideceğimiz arkadaşım bizi birazda korkuttu.Yanınıza değerli birşey almayın,makyaj yapmayın gibi.

Emirates Hava yolarıyla gittik.Dubai aktarmalı. Dubai ışıl ışıldı.Hava alanıda çok kalabalıktı, özellikle Hintliler yerlerde yatıyordu. Boşuna demiyorlar bazı yoksullara Hint Fakiri diye.))

Bakın birçok kez yurt dışına çıktım. 2 kez Amerika ve 15 üzerinde değişik yer,Prag,Macaristan, Norveç..Gerçeketen  güzel yerler gördüm. Hani cennet gibi denirya öyle. Fakat unutamadığım yer Afrika oldu.Bana seyahatlerimi soran olduğunda ben hala onlara Afrika’yı anlatıyorum.6 yıl oldu anlata anlata bitiremedim.)))Müthişti.!!!!Gerçekten..

Suncity mesela ….Dağın içine ve üstüne kurulmuş bir bölgesi var rüya gibi. O yıl tusunami olmuştu, bizde hemen akabinde gitmiştik Afrika’ya. O sırada dağda köprüdeyiz,köprü sallanmaya başladı,turistler şaşkın, bizde tabii,herkes korkuyla birbirine bakıyor,dağdan ateşler çıkıyor,köprü üstündeki maymun ve fil heykelleri sallanıyor.Sonra anlıyoruz ki heyecan yaratmak için deprem gibi sarsıntı yapıyorlarmış. Dağ ın içinde ünlü mağazalardan ,discolardan, cafelerden birçok yer var. Bu arada hayatımda gördüğüm en temiz ve en şık,en güzel tuvalete sahip bir yer. Öyle temizki, minicik bebek yerde emekliyordu.Hertaraf ayna ve ışık,acaip bir yerdi.Dağın dışına çıktığınızda karşı tepede çok lüks otel vardı. Otele helikopter bırakıyor müşterileri. Köprü ile karşı otel arasında bir göl yapılmış ama suni dalga veriliyor, palmiye ağaçları kenarlarda,şezlonga uzanmış içkisini yudumlayanlar insanlar, bembeyaz bir kumsal. Ortam suni,insanlar gerçek.))) Hani hayal edersinizya bazen,hayallerin gerçeğe dönüşmesi gibi birşey.

O gece Suncity’e yakın bir köyde pansiyon ayırtmıştı arkadaşım,köyde ilk gittiğimizde ışık yoktu,biraz ürktüm açıkça,sonra gitmek istemesekte arkadaşımın ısrarıyla  yine aynı köyde bir lokantaya gittik.Aman Allah’ım…Harika su şıkırtısı,yukarıda mehtap bizim göveçimize benzer yemek vardı. Self servisti. Çok cana yakın karı koca işletiyordu. Ve en büyük özelliği orada bulunan herkes ritm saz (darbuka) çalabiliyordu. Lokanta sahibi bey bu konuda uzman. O ritmi veriyor siz yakalamaya çalışıyorsunuz. Sonra bir bakıyorsunuz 15 kişi aynı anda ritm saz çalıyor.))Çok güzeldi çoook..İyi ki gitmişiz. Gece karanlıkta pansiyonun çevresini görememiştik,sabah uyandık bir bahçe içinde odamız ve  karşımızda kaktüs ağacı var. Keşke o resimleri bulabilsemde size yayınlasaydım. Yinede bir araştırırım. Bulursam yayınlarım.

Daha sonra Kruger Park’ta safariye çıktık.  Johennasburg’tan 6 saat kadar uzaktaydı veya biraz daha fazla. Parka girdiğimizde önce renkli kuşlarla karşılaştık. Ben hemen resimlerini çekmeye başladım,arkadaşım daha çok erken resim çekmek için dedi. O senede kızımdan, zoom lensli fotoğraf makinasını ödünç almıştım. Malesef digital değildi,onun içinde kısıtlıydı fotoğraf çekmem.Sonra zürefalar çıktı karşımıza,filler,lamalar,yaban domuzları,timsah,yılan,bol miktarda maymun,horoz cinsi bir çok hayvan,zebra,su aygırı,mandaya benzer değişik hayvanlar,gergedan..

Ah gergedan değince, gece safarisinde gördük gergedanları 8 tane birden karşımıza çıktı. Üstelik bizde üstü açık tipik safari arabasındayız. Şöförümüzde bir tüfek var hepsi o. Eee tabi uçaksavarla çıkacak değildik ama,8 tane birden ve bizden 10 metre kadar ötede karanlıkta birden görünce korktum vallahi. ))Ve ilk kez o zaman, ölüm aklıma geldi. Vay be Nilgün dedim,ölümün Afrika’da bir gergedandan olacak,mezarın bile olmayacak,çocukların Türkiye’den dua okusalar buralara kadar gelir herhalde diye düşündüm.)))Ne ise 20 dakika kadar bekledik gittiler,yol açıldı.

blank

Yine bir gece İtalyan kasabasına gittik,Johennasburg’ta. Koca bir bina, asansörle aşağıya indik, içeride ünlü mağazalar, resturanlar,kumarhaneler,discolar,evler ve hatta park etmiş arabalar bile vardı. Gökyüzüne baktığınızda  kasabanın yarısı  gece,diğer yarısıda gündüzdü.  Adamlar bir bina içinde, İtalyan kasabası görünümü vermişlerdi.Yani arkadaşlar gerçekten ben bunlardan çok etkilendim.Sonra Capetown’a , Ümit Burnuna gittik,etrafta çok maymun vardı. Caddeler doluydu,rahberimiz çantalarınıza dikkat edin diye bizi uyardı.Ve en güneydeydik,iki okyanusun birleştiği yerde.İster istemez değişik bir duygu kaplıyor içinizi.Okyonus suyu getirmiştim yanımda.)))

A aa unuttum yazmayı,Kruger Park’ta  safaride aslan göremeyince arkadaşım özel Aslan Parkına götürdü bizi. 3 ve 6 aylık aslanları kucağımıza alıp resim çektirdik.Sinop’a geldiğimde bir tanıdığım resimlere bakıyor,kucağımdaki aslana, aa ne büyük kedi demişti..))))

O gidişimizde birde Yeraltı madenlerine gidecektik,kısmet olmadı. Birdahaki sefere dedik. Bu birdaha ki seferde de   ben yoktum.

 

blankblankblank

Diğer arkadaşım geçen ay yine Güney Afrika’day dı. O gitmiş.GOLD REEF CİTY , eski yeraltı madeni o gün kapalıymış.Alta inememişler ama, üstü eğlence merkezi olmuş. Lüks oteller, lunaparklar,alışveriş merkezleriyle harikaymış.

Mandela Meydanına, Mandela’nın kocaman heykelini koymuşlar. Bizim gittiğimizde yoktu.Bizde, Mandela’nın önceden yaşadığı müzeye çevrilmiş evine gitmiştik.

Bu sefer arkadaşım,Botanik bahçesine gitmiş,çeşit çeşit çiçekler satılıyormuş ve binbir cins çiçekler varmış.Ayrıca bahçe malzeme ve aksesuarlarının satıldığı bir bölüm ile yiyecek içeçek bölümüde varmış.Çok beğenmiş.

Bizde Capetown’da gitmiştik yine aynı arkadaşımla,orada da çeşit çeşit ağaçlar vardı. Koca gövdeli.Hertaraf yemyeşildi.

blankblankblank

Yine arkadaşım, mizansel olarak yapılmış, Zulu Kabileleri’nin köyüne gitmiş.O köyde ne kadar ineğin varsa ,o kadar kadınla evlenebilirmişsin.1 İnek=1 kadın.((((Çok acı.

 

blankblankblankblankblankblankblankblankblankblankblankblank

Ayy yine eski anılarım aklıma geldi, ben Afrika’yı özlemişim. Ama bir o kadarda korkmuştuk. Siyahların hakimiyetindeydi  ve beyazlar şehir otobüslerine zor biniyordu ozamanlar.Şu anda ismini hatırlayamadığım bir mahalleden geçtik,uyuşturucu,kadın pazarlama,herşeyin serbest olduğu!!! Bir yerdi ben resim çektim,rehber uyardı,fark ederlerse,arabadan indirip sizi alırlar,öldürebilirlerde dedi.(((Düşünün yani öyle anlar yaşadık,adrenalinimiz her an tavan yapıyordu.)))Şimdi söyleyin ben nasıl unuturum Afrika’yı.)))Sanırım ben heyecanı seviyorum,İçinde korku olacak, ama şiddet olmayacak.)))Bu arada yine Johennesburg’ta ,tur rehberimiz İsmail bizi gezdirirken,bir mahalleye götürdü. İnanın kümes gibi evler vardı.Üstü metal öndülün yada çinko gibi bir metalle kaplı. Sadece 3metre kare kadar barakalar ve orada aileler yaşıyor.(((Eminim bizim köylerimizdeki bazı kümesler ,bunların kulübelerinden daha geniştir.(((

Güzelide gördük,çirkinide,fakiride gördük,evinin kapısının önüne, tanesi 10 bin dolara ağaçlardan 5-6 tane dikmiş zenginleride. İşte böyle bir uçurum vardı,insanların yaşamlarında.

Şimdi bana sorsanız tekrar gidip aynı heyecanları yaşamak istermiydiniz diye,

cevabım evet olur.

Yanlız birde orada yaşayan kabileleride gözlemlemek,onlarla sohbet etmek isterdim. İnşallah Allah bana birkez daha Afrika’ya gitmek nasip eder.

Evet sevgili arkadaşım,15 gün önce oradaydı. Şimdi sizlerle resimleri paylaşacağım. Bir bakın bakalım,siz nasıl bulacaksınız….

Sizlere iyi geceler, bende bu gece biraz erken yatıp Afrika’daki eski günleri düşüneyim.)))))

Not:Bu yazının enaltında ilgili yazılar yazıyorya,işte orada Güney Afrika yazısını tıklayıp 2005 yılındaki resimlere bakabilirsiniz.

Hakkımda Nilgun

blank
Sinop'ta yaşayan, Sinop'lu bir bayanım. Gezmeyi, yüzmeyi, konuşmayı, sosyal aktiviteleri çok severim. İnsanlara yardımcı olmak beni çok mutlu eder.Ve tam bir Sinop Aşığıyım. Bu kadar yeterli mi?)))

İlginizi Çekebilir

blank

Calista Otelde 2. Gün

Merhaba tekrar, Calista Otel’de tatilimizin 2. Gününü anlatmaya devam edeyim. Rahat bir uykudan sonra sabah …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.