SEYİT BİLÂL CAMİ..& KONSERVATUVAR

Güneşli,ama rüzgarlı güzel Sinop’um dan hepinize iyi sabahlar…

Biliyorum biliyorum aslında öğlen oldu ama, ben ancak vakit bulabildim yazmaya.

Öncelikle hepinizin geçmiş kandilini kutluyorum. Dün vaktim olmadı kutlamaya.

Sabahtan Seyit Bilal Hazretlerini ziyarete gittik. Hava güneşlide olsa, yine soğuktu. Seyit Bilal Cami’ye çıktığımızda daha girişteki bahçedeki şelalenin birçok yerinde buz sarkıtları gördük. Demek o kadar soğuktu. Merdivenleri buz içindeydi, çıkarken kaymamak için korkuluklara tutunduk. İçeriye girdiğimizde dışarısından kat be kat soğuk olduğunu hissettik. Tek kelimeyle donduk. Bakın dün Cuma idi, üstelik kandildi. Gelen birçok ziyaretçi vardı. O soğukta ancak 50 dakika kadar kalabildik.

Bu camiyle hangi kurum ve kim ilgileniyor bilmiyorum, ama yetkilinin camiyi ısıtması oradaki klimayı açması, ufoları çalıştırması gerekirdi. (Saat 11.00 de biz çıkarken cami bölümünde ufoları yaktılar.) Ve üstelik cumaya gelen yaşlı amcalar içinde caminin merdivenleri büyük risk taşıyordu.

Biz camiden ayrılırken bastonla çıkmaya çalışan amcalara birkaç genç yardım ediyor, merdivendeki buzları amcanın bastonuyla kırıyorlardı. Bizde korkarak indik.

Elektrik sarfiyatının çok olacağından mı acaba, açmadılar bilmiyorum.

Açık havada cafeler de otururken yakılan ufoları düşündüğümde, Cuma günü ve üstelik kandilken birçok kişi camiye gelecek, Seyit Bilal Hz. Ziyaret edecekken yanmaması ve üstelik merdivenlere tuz dökülüp veya başka bir şekilde buzlarının giderilmemesine üzüldüm. Umarım yetkililer bir daha ki sefere bu konuda daha duyarlı olurlar.

Dün akşam yine konservatuvarımız vardı,1hafta aradan sonra yine özlemişiz birbirlerimizi. Çok güzel bir gece geçirdik. 2 Martta konserimiz var şimdiden bildireyim, Sonra biletsiz kalmayın.))

Şu sıralar yine çok yoğunum. Düşünüyorum da yoğunluğu yapan yine ben.

Zülfü Livaneli’nin kitabının bitmesine 20 sayfa kaldı. Kütüphaneden aldıklarıma hala başlayamadım.((Bu arada gündüz ışığından istifade ederek resmimi tamamlamayı istiyorum ama bir türlü mümkün olmuyor. Her gün bir yerini tekrar düzeltmem gerekiyor. Yok ellerli, yok saçları, yok göğsü derken hala boyamaya devam ediyorum. Resim yapmak kolay iş değil. Yalnız çok zevkli bir uğraş, müthiş dinlendiriyor. Sadece resme odaklanıyorsunuz, unutuyorsunuz birçok şeyi.

Bu arada birde kazak örüyorum, bütün olarak ördüğümden hata kabul etmiyor ve çok dikkat istiyor. Ee tabii bunun yanında günlük işler, temizlik derken vakit kalmıyor işte. Günlerde kısacık hemencecik akşam oluyor. Allah’tan erkenciyim de birçok şeyi kaçırmamaya çalışıyorum.

Ahh ahah bu arada birde masa üstü bilgisayarım bozuldu. Sanırım virüs girdi. Koruma altında değilmiş. Bugün format attıracaktım, yeni bir virüs programı yükledim. Şimdilik çalışıyor.

Masa üstü pc de ses kayıtlarımı yapıyorum, konser çıktılarımı alıyorum iyi oluyor. Ciddi çalışmalar için ideal. Fakat çok yavaş.7 sene olmuş alalı. Miadı dolmuş anlayacağınız, yükseltmek istesem kapasitesini, değmez diyor oğlum. Şimdi çok ucuzlamış. Eh artık götürdüğü yere kadar gideceğim. Ses kayıtlarım için olmazsa olamazlarım arasında. Ve 1 haftadır beni çok uğraştırdı.

Bu kadar yazıdan sonra, dün neden kandilinizi kutlamaya vaktim olmadığını sizlere anlatabilmişimdir umarım.)))

Hepinize güzel hafta sonu diliyor, tekrar kandilinizi kutluyorum.

Sevgiler Güzel Sinop’um dan..

 

 

,