Cumartesi gününden beri giremedim internete. Ramazanda günüm kitap okumakla geçiyor. Ancak akşamları belirli bir saatten sonra çıkıp dolaşıyoruz. Cumartesi geceside Adliyenin önündeki şenliklere bir bakalım diye saat 22.00 gibi çıktık. Ama birşey yoktu. Sanırım orası dün akşam (Pazar günü) açılmış. İzleyemedik.
Bizde değişiklik olsun diye yürüyüşümüzü başka yönde gerçekleştirdik ve dönüşte ayaklarımız bizi Elika Cafe’ye getirdi.
Hemen hemen her gece evden dinliyordum müziği, o kadar kulağa hoş geliyordu ki, ha bugece gideriz, ha yarın gece derken, ancak Cumartesi gecesi gitmek nasip oldu. İçeri gittik heryer dolu, ama mekan sahiplerinden Oya Hanım, hemen bizleri görünce durun size bir yer ayarlayayım dedi. Ve çok güzel tamda şarkı söyleyen Çağlar’ı göreceğimiz bir yere oturttu.
Ne kadar güzel ve nezih bir mekan olmuş. Servisler çok hızlı, Oya Hanım desen devamlı koşuşturuyor. Halime Hanım’da mutfak bölümünde işin. İki bayan süper yapmışlar bu mekanı.
Çağlar’ı dinledik ve müziğin sesi fazla olamdığı içinde sohbetimizide yaptık bu arada.
Oya Hanım ile yaptığım konuşmada, geceleri nişan ve kına gecesi gibi törenlere kiralamıyorlarmış mekanı, ama gündüz çok güzel bir nikah töreni gerçekleşebilir orada. Sanki kır düğünü gibi olur vallahi. Bence öyle nikah yapmayı düşünenler varsa okuyucularım arasında, bu mekanı göz önünde kesinlikle bulundurmalarını öneririm.))
Bu arada menüleride çok,geniş.Kahvaltı veriyorlar, aparatifler,krepler,
Makarnalar, salata çeşitleri,özel lezzetler,tatlılar,sıcak soğuk içeçekler,alkollü içeçekler,soğuk kahveler,dünya çayları vallahi yok yok.. Ramazandan sonrada inşallah birgün yemeğe gideceğiz.
Fiyatlarda çok uygun geldi.14.00-19.00 saatleri arasında çay saati, hafta sonlarıda açık büfeleri var. Sinop güzel bir mekan daha kazandı. Çok şanslıyız.
Aynı akşam, Amerika’dan gelen arkadaşım Yüksel’de oradaydı,çok büyük süpriz oldu onu orada görmek. Ayak üstü biraz sohbet ettik,ramazan sonrası da buluşmak için karar aldık.)))Müziğin hoş nağmeleri, mekanın güzelliği ve buna eklenen sohbetle biz zamanı unutmuşuz…Birde baktık ki saat 00.30 olmuş.)))Sonra kısa bir yürüyüş daha yapıp evimize gittik.
Dün pazardı. Tekneyle çıktık denize. Aman bir ara nasıl olduysa birden bir sis kapladı ortalığı,hava soğudu ben üstüme kalın şeyler giydim. Ve hatta korktumda eşime, istersen dönelim heryeri sis kaplarda yolumuzu göremeyiz dedim. Ama korktuğumuz gibi olmadı. Sis dağıldı, güneş çıktı ve deniz suyu sıcaklığı inanın kara sıcaklığından fazlaydı. Ama oruçlu olduğum için fazla yüzemedim.
Şip şip usulu istavrit tuttuk.Bir ara denizde biraz ince uzun bir balık uçtu gibi geldi. Eşime sanki sargan var dedim. Yok bu mevsimde olmaz dedi. Sonra o da görmüş ,dur birde sargan oltası atalım dedi.5-6 Tanede sargan tuttuk. Maşallah bayağı iriydiler.Akşam iftarda yemeğimiz balık oldu.)))
İşte böyle sevgili günlük. Bir hafta sonu daha uçup gitti….Hayat gidiyor…… Hayatımız, rüzgardan daha hızlı geçip gidiyor…. Her anın kıymetini bilmek, her anı yaşamak lazım.
Hepinize iyi günler diliyorum.Kucak dolusu sevgiler…