CODA OLMAK…Sessizliğin Sesi….

 

CODA nedir? Önce bunun tanımını yapalım. Children Of Deaf Adults kısaltması olan ve ebeveyni işitme engelli olup kendisi işitme engelli olmayan; iki dil ve iki kültürle yaşayan çocuklardır.
Coda olan çocuklar; anne ve babalarının kulağı, dili oluyor. Küçük yaşlarda sorumluluk alıyorlar ve anne babalarının dış ilişkilerinde köprü görevi görüyorlar..
Benimde 2 oğlum bir nevi yarım Coda sayılır, doğduklarında ya ağlarsa duyamazsam diye yanlarından ayrılamadığım, uyurken bile (hareketiyle onu hissedebileyim diye) yanıma yatırdığım meleklerim..
Atilla (ilk oğlum) büyürken ailemden destek almıştım, annem çok yardımcı olmuştu, sonra oğlum büyüdükçe beni sorgulamaya başladı, “anne kulakların niye duymuyor?” sorusuna “senin gibiyken ilaçlarımı içmemişim böyle olmuşum” diyorum. Bu seferde o küçük aklıyla “niye içmedin?” diye sorguluyor. O büyüdüğünde ve Atakan doğduğunda ise benim en büyük yardımcım Atilla oluyor. Onlarla iletişimime gelince; çocuklar aslında çok zekiler ve bazı şeyleri hissedebiliyorlar o yüzden her ikisi de benimle konuşurken yüzüme bakar ve konuşmalarına mimiklerini de katarlar. Bir şey istediklerinde bunu kolayca ifade edebilirler.
Konuşamayan ebeveynlerde çocuklarıyla işaret dili ile iletişim kurduğundan bu çocuklar doğduğu andan itibaren çift dil ile büyüyorlar.

codacodaimg20130306_08270544
Bu konuda kendileri de Coda olan arkadaşların fikir ve düşüncelerine başvurdum ve bana tanımını yapmalarını istedim. Bunlardan bazıları;
Müzeyyen Demirkılıç Hanım: Coda demek; önce işaret dili sonra anadil öğrenmek demektir.
H.Hüseyin Korkmaz Bey: Anne ve babasına anne-babalık yapmak demektir Coda, onların dili ve kulakları olmak, doğumdan ölüme kadar.. Coda olunmaz, coda doğulur!
Emel Esingü Hanım: Coda demek, daha 2-3 yaşında telefonlara bakmak, anne-babayı doktora götürmek demektir. Anne babana laf söylendiğinde sadece senin duyman, senin savunman demektir. Her yerde onların kulağısın demektir.
Yasemin Özay Hanım: Coda demek, ailenin tüm sorumluluğunu almak, onlar tv sesini duymuyorlar diye tv yi sessiz izlemek, dışarı çıktıklarında başlarına bir şey gelmesin diye bol dua etmek ve endişelenmek..
Ayşe Köksal Hanım: Coda demek; konuşmayı öğrenmeden önce işaret dilini öğrenmek, hiçbir zaman çocuk olamamak ve yetişkin iki insana anne-baba olmak, arkadaşları ve oyuncakları ile oynamak yerine onlarla vakit geçirmek..
Berna Tulumcu Hanım: Coda olmak, doğduğun andan itibaren sessiz bir dünyaya ses olmak ve hayatta hep bir mücadele, hep bir olgunluk içerisinde hareket etmek..
Neslihan Kurt Hanım: Coda demek; küçük yaşta ailenin bütün yükünü sırtına almak demek, kendi kendini yetiştirmek, herşeyi öğrenmek. Anne-babanın dili, kulağı olmak demek..
Gülsevil Karakuş Hanım: Coda olmak demek; henüz 5,5 yaşında okula başladığında okulun ilk günü sıra arkadaşının annesine seslendiğini duyduğunda onun annesinin cevap vermesine şaşırmak demek.
Sibel Erdaş Hanım: Coda olmak, yalnız olmaktır. Kardeş varsa ne mutlu, hayatı kardeşlerinle göğüslemek demek. Daha dünyaya gelirken hayattan mutluluk alacaklı olmak, tek avantajı işaret dili tercümanlığı yapmak ve bununla hayatın bana borcunu ödediğini düşünüyorum.. diyerek özetliyorlar.
Gerçekten coda olmak kolay birşey değil, büyümüşte küçülmüş derler ya, onun gibi bir şey oluyorsun.
Ben 1990-1992 yıllarında Üniversitede okurken ablamda kalıyordum, yeğenim Sarah doğduğunda zaman zaman ona baktığım olmuştu.. o minik dünya tatlısı kız daha 2 yaşlarında bile yoktu, başbaşa evde kaldığımızda telefon çaldığında minik ayaklarıyla koşar, önce sandalyeye sonra telefona uzanıp ahizeyi alır ve karşı tarafa “miiin” diye bağırırdı. (Arapçada kim demek) Susadığında, acıktığında beni elimden tutup mutfağa götürür parmağıyla işaret ederdi. Bir kerede ablam anahtarını evde unutmuş kapıda kalmış, sürekli çalıyor kapıyı.. Sarah’ım yine böyle elimden tutup bana kapıyı işaret etmişti de öyle açmıştım.. birde o minik avucunu açıp aklınca bana yazıyormuş gibi parmağını dolandırması yok muydu.. işte böyle harika bir şey.
Tüm Coda’lara benden selam olsun,
Sinop’tan kucak dolusu sevgiler..

Gül Ustabaş GENÇ

Hakkımda Nilgun

blank
Sinop'ta yaşayan, Sinop'lu bir bayanım. Gezmeyi, yüzmeyi, konuşmayı, sosyal aktiviteleri çok severim. İnsanlara yardımcı olmak beni çok mutlu eder.Ve tam bir Sinop Aşığıyım. Bu kadar yeterli mi?)))

İlginizi Çekebilir

blank

KİTAPLAR VE KÜTÜPHANE….Sessizliğin Sesi

 Sevgili arkadaşlarım; İnanın düzenli yazmak istiyorum ama, bir türlü bilgisayar başına oturamıyorum.. Telefon her işimizi …

10 Yorum

  1. blank

    Sevgili Gül,

    Coda olmanın ne olduğunu ilk kez senden duydum…Hayat her anlamda güzellikleriyle geliyor değil mi? ÇocuklarınaAllah uzun ömürler versin.Gerçekten onların her şeyi hissediyor ve biliyor oluşu bizler için ne büyük kolaylık..Gözlerinden öpüyorum ikisinin de..

    Sevgiler,

  2. blank

    Sevgli ablacım ; Hayat cidden süprizlerle dolu coda die bir kelimeyı sadece küçük yaşta bir gazate parçasında okumuştum ama şimdı daha iyi anladım.. Fakat yazılarını okurken insanın ruhunu okşana bir his var gözlerım mutlulukdan mı desem yoska yaşadıklarımı tekrar yaşıyormuş gıbı mı oluyorum bilmıyorum ama gözlerım doluyor… Saygılar abla daha çok yazını okumak dileğiyle sevgiler..

  3. blank

    Teşekkürler Delfina.. bende senin paylaşımlarını beğenerek okuyorum. Sevgiler

  4. blank

    Teşekkürler Ramo kardeşim.. Sevgiler..

  5. blank

    SEvgili Gül,
    Sen ve diğer “Coda” olan arkadaşlarınızın işiten ebeveynlere göre, bence, önemli birer avantajınız var: Çocuklarınız anne / babalarının kendilerine ihtiyacı olduklarını doğal olarak anlıyorlar. Yaşamın dayanışma ağırlıklı yönünü ki “bütün” için en önemli şeylerin başında bu olabilmeli, kendiliğinden öğrenebiliyorlar. Farklı yönde iletişim becerileri kendiliğinden gelişebiliyor.
    Sevgilerimle,
    A.Şükran Demiralp

  6. blank

    Tesbitleriniz doğru hocam.. daha bir olgunluk oluyor bu çocuklarda, daha bir sahipleyici oluyorlar.
    Saygılarımı sunuyor ve öpüyorum.

  7. blank

    canım gülüm;seninle yıllardır görüşemiyor olsakta çocukluğumuzda beraber geçirdiğimiz anılarım hep taze hele o gülen gözlerin. senin azmin takdire şayaan oğullarını ve seni çok öpüyorum ve bu arada bende oğlanları çifledim 🙂 tıpkı dediğin gibi çocuklar gerçekten çok zeki ALLAHA emanet ol…..

  8. blank

    Sevgili Hatice’m,
    Birgün görüşürüz biryerlerde mutlaka.. bende seni hep o samimi ve güzel kalbinle hatırlıyorum.. teşekkürler. Öptüm.

  9. blank
    Nilgün Karadeniz

    Gül hanım ”coda” kelimesini ilk kez duydum çevremde anne ve babası işitme engelli tanıdıklarım var, işaret dilinin tv’lerde her programda olması gerektiğini düşünmüşümdür. Bu sayede duyarlı kişilerde bu dili anlamaya ve konuşmaya başlıya bilir kısmende olsa. Sizi Sinop’tan Nilgün Karadeniz sayesinde tanıdım.Yazılarınızı okudum insanın içine geçen bir uslüp çok beğendim kendimi size çok yakın hissettim ve bir iki satır bir şeyler yazmak istedim. Ailenizle ve çocuklarınızla daha başarılı mutlu günler diliyorum.

  10. blank

    Merhaba.. adinizi ogrenemedim ama ilginize cok tesekkur ederim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.