Size birşey söyleyeyim mi?

Şimdiye dek ben o kadar çok kursa gittim ki, sayısını bilmiyorum.
Hatırladıklarımdan bazılarını yazayım.Çiçek (bakırdan) yapma kursu,daktilo kursu,saz kursu, ud kursu,iğne oyası,el sanatları, boyama kursu, saç yapımı ve güzellik…gibi.Ama benim en çok sevdiğim resim kursu oldu.Tanrım öyle birşey ki yaptıkça yapasım geliyor, eğer 24 saat gündüz olsa, eminim ben sadece birkaç saat uyumak için yatmaya giderdim. Öyle çok keyif alıyorum ki…Bir çocuğu boyarken onun yanaklarına verdiğim renk, bir genç kızın ellerini boyarken parmaklara verdiğim kıvrım, yada coşkun denizin dalgalarında oluşan köpükleri boyarken, arasında kayboluyorum…Yok oluyorum.. Bazen bir köylü kadının beynine giriyor, bazen genç bir kızın şaşkın bakışlarında kendimi buluyorum.Arkadaşlar beni en çok mutlu eden hobi meğer resim yapmakmış. Abartmıyorum inanın, sanki yeni birşey inşa ediyor, yeni birşey yaratıyor olmak ve onun karşısına geçip ben yaptım demek çok büyük mutluluk oldu benim için. Tarzım yeni yeni oluşacak sanıyorum. Yalnız şundan çok eminim, benim yaptığım her resimde bir insan figürü olmalı. Seviyorum bir yüzü veya vücudu oluşturmayı.Suyu seviyorum.Birde hayvan çalışmak istiyorum ama sınıf arkadaşlarım ve hocam biraz çekimser davranıyorlar bu konuda. Ben de kararsız kalıyorum. Ama ahtım var , bir kuş veya bir köpek çalışacağım hemde bol tüylü olacak.))))))))Çok canlı olursa belki alır gezdiririm.)))))))))))kuşu da kafese koyarım.)))

Herkesin bir tarzı ,sevdiği şey var aslında.. Yeni yeni ortaya çıksada fark ediyorsunuz. Bir arkadaşım çiçek yapmayı çok seviyor, bir diğeri, fantastik çalışıyor, biri hayvan resimleri yapıyor…Velhasıl büyük bir hevesle çalışıyoruz. Belki inanmayacaksınız ama saat 9.00 da başlayan kursuma ben bazen 8.35 da gidiyorum.)))Bu sabah bir baktım eşimden önce ben çıkmışım evden.))))))
Sevmek ve severek yapmak harika bir duygu.Allah inşallah birkaç sene içinde bir sergi açmak nasip eder. Geçen sene kursa gittiğimde 3 tablo bitirmiş ve benim sergi açmam en az 5 seneyi bulur diye düşünmüştüm. Ama bu yıl kendime güvenim o kadar çok geldi ki, 1-2 sene içinde resim sergimi açarım diye düşünüyorum.İnşallah o günleri beraberce görür sizlerle paylaşırım.
Bu konuda bana destek olan hocalarıma ve teşvik eden arkadaşlarıma ,çocuklarıma ve eşime çok teşekkür ederim.Sizlerin sayesinde bakmışsınız Birezilya’lı sanatçının bana dediği gibi ARTİST Nilgün Cabacı olmuşum.))))))Şaka bir yana hayali bile güzel. Böyle düşünmem , böyle hayal kurmamın kimseye zararı yok, aksine mutlu oluyorum. Birçok şeyi belkide geç yakaladım diye düşünüyorum. Ama yakalamakta beni mutlu ediyor. En azından bazı şeylerin farkındalığını yakalıyorum. Bir zamanlar Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’e kızıyordum erken emeklilik çıkardı diye ve ben 38 yaşında emekli olduğumda çok üzülmüştüm. Hatta iş yerim kapandığımda emekli olmak için 38 yaşımı beklemiştim. Ama şimdi herşeyde bir hayır olduğunu birkez daha gördüm. Meğer bende gizli cevherler varmış, hepsi emekli olduktan sonra ortaya çıktı.)))))

DSC06922DSC06924DSC06928DSC06930
Bugün şimdiye dek yaptığımız resimleri çerçeve yaptırmaya götürdük, çok fazla ve istediğimiz gibi çeşitler yoktu maalesef. Olanlarla yetinmek zorunda kalarak seçtik.Umarım bittiğinde güzel olur. Birde bu resimleri saklaması var tabii. Evde öyle 16 resmi koyacak duvarımda yok yerimde, bir formül bulacağız artık.
Size bugün fırsat buldum yazmaya. Hava kararıyor, akşam oluyor…Yani resim yapma saatim geçti.))Ben de günlük yazayım dedim.
Ah birşeyden daha bahsetmeden geçemeyeceğim. Çalıştığımız ortamda çok güzel. Böyle evde çalışır gibi değil, heryerde bir sanat var, heryerde boya, tuval, resim, kalem, dergi…Sanki küçük mekanda ,büyük bir sanat yapıyor hissine kapılıyorsunuz. Bazen ortalığı iyice dağıtıyor, yayılıyorsunuz….Pc den gelen müzik sesiyle bazen yaptığınız resmin içinde kayboluyor, veya koyu bir sohbetin içinde buluyorsunuz kendinizi…Sağolsun Murat Hacom’da öyle bir moral ve güven aşılıyor ki bize, çekinmeden vuruyorsunuz fırça darbelerini tuvale…
Bizim için terapi oluyor bir nevi resim yapmak.Hatta Murat ve Mine Özgen Hoca’larımız bir köşe hazırlamışlar sınıfımızda ve resimlerimizle birlikte bir yazıda koymuşlar o köşeye:

murat özgenDSC06918
”Sanat terapisi sözün bittiği, yetersiz kaldığı yerde başlar. İnsanları iyileştirir,onarır, dönüştürür diyor…
Mesela bir bölümde de: Dışavurumcu Sanat Terapisi öncelikle iletişimi kolaylaştırır, yaşanmış olumsuz olayların kötü etkilerini ortadan kaldırır,direnci azaltır,eğlenceli hale getirir.İnsanların içindeki doğal yaratıcı gücü ortaya çıkartır.Baş etme yollarını geliştirir.Problem çözmeyi kolaylaştırır.Kişiler daha ileride karşılaşacakları problemlerle daha iyi baş etmeye başlarlar. Bunun yanında , stres, kaygı ve korkularla baş etmede yardımcı olur.Fiziksel rahatlama sağlar. duygusal boşalımı tetikler.Hayat kalitesini artırır……Ve daha devam ediyor köşemize koydukları yazı..
Yani resim yapmak, anladığım kadarıyla her derde deva.. Aspirin gibi birşey, hatta daha da faydalı.)))))Ay ben şimdi böyle yazdım, seneye bu kursa gelmek için şimdiden sıraya girersiniz eminim.))))Gelin gelin bir sözüm yok, yeter ki biz dışarıda kalmayalım.)))
Sevgili günlüğüm sana içimi döktüm duygularımı aktardım…Biraz uzun oldu galiba…Ohhhh rahatladım, keyfim geldi, resim yapasım var…..
İyi akşamlar…..

Hakkımda Nilgun

blank
Sinop'ta yaşayan, Sinop'lu bir bayanım. Gezmeyi, yüzmeyi, konuşmayı, sosyal aktiviteleri çok severim. İnsanlara yardımcı olmak beni çok mutlu eder.Ve tam bir Sinop Aşığıyım. Bu kadar yeterli mi?)))

İlginizi Çekebilir

blank

Sinop özlemi çekenler…..

Merhaba sevgili okuyucularım..Nasılsınız?Ben iyiyim çok şükür. Corona günlerinde yürüyüş yaparak, ya da tekneyle balığa çıkarak …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.