NİLGÜN'ÜN GÜNLÜĞÜ – SİNOP AŞIĞI 
Günaydıııın. Güzel, sıcak, hafif esintili Sinop’um dan hepinize günaydın…Türkiye’min de inşallah günü aydın olur , en kısa zamanda huzura kavuşur.
Değerli okuyucularım. Şu sıralar bayağı gündemim doluydu. Malum hem Batum seyahatimiz , ardından sergi açılışımız derken pazar günü eşimle gittiğimiz Tatlıca Şelalelerini anlatamadım size.
Bugüne kısmetmiş.Pazar günü baktık gündoğrusu çok, tekneyele denize açılabilecek gibi değil,eşim Erfeleğe gidelim mi dedi. Allah biliyorya çok şaşırdım. Çünkü seyahati sevmeyen biri. Memnuniyetle kabul ettim.Ama açık söyleyeyim birazda çekindim, ama belli etmedim. Çünkü bana motosikletle gitmeyi teklif etti.)))
Neyse tamam dedim ve biz saat 11.10 da yola koyulduk. Erfeleğe girdiğimizde saat 12.00 olmuştu, Biraz durduk, çay ,ayran içtik.Tekrar Tatlıca Şelaleleri için yola koyulduk. Şaşıracaksınız ama eşim ilk gidiyordu. Ben ise belki 10 nun üzerinde gitmiştim. Fakat hep özel arabalarla gittiğim için, yola hiç dikkat etmedim.Nasıl olsa tabelalar vardır gideriz diye düşündük. Daha Erfelek’ten yeni çıkmıştık ki, arkamızdan bir korna sesi gelip o taraftan gitmeyin sağa dönün dedi. Bizim şelalelere gittiğimiz anlamışlardı sanırım. Neyse yola devam ettik. Maalesef ki şelaleleri gösteren çok az tabela vardı.Şu yoldan mı gidelim, bu yoldan mı derken, yeni çakıl dökülmüş bir yola girdik.Eşim bana soruyor doğru yolda mıyız diye, ben de diyorum ki; doğrudur doğru, baksana yolları yapmışlar turistler şelalelere rahat gidip gelsinler diye diyorum. Bu arada biz 10 km kadar tırmanmışız dağı.)))Kimse de yok çevrede,sonra birirsini görüp sorduk, yalnış yoldasınız burada köyler var, 3 köy aşağıya inmeniz gerek dedi. Ve biz 10 km lik bir dönüşle yol ayrıma geldik.Bu arada yetkililere çok kızdım, yani azıcık daha şelaleleri gösteren tabela koysanız günaha mı girersiniz. Şimdi turist zamanı, biz kaybolduğumuza göre, yabancılar haydi haydi kaybolur. Eşimde navigasyonu aç diyor ama hemde hareket halinde düşerim diye açamadım, zaten oranın bazı bölümlerinde de telefon çekmiyordu.Ama yapılması gereken biraz daha yolu belirten tabela koymak.
Neyse şelalere geldik. Belediye işletiyormuş. Giriş paralı. Ama o gün motosikletlilere ücretsizmiş. Çok kalabalıktı. Etrafta birçok kişi dolaşıyor, piknik yapıyor, bazıları gezi atlarına biniyor, çocuklar çocuk bahçesinde sallanıyor, sırık kebabı çevriliyor, ızgaralar yanıyor…Vallahi panayır yeri gibiydi… Birde yabancı ülkeden aileler vardı,Arap’a benziyorlardı,giyiniş tarzlarından öyle yorumladım.
Önce eşime önderlik edip 4 şelale çıktık,sonrada dönüşümüzü patika yoldan devam ettirdik. Çok güzel görüntüler yakaladık.Ben 4 kez 28 şelalenin tamamını çıkmıştım, daha sonra ki çıkışlarım kısa oldu.Her gidişimde de gelişmeler görüyorum, bu defada hemen ilk çıkışın köprüsü yapılmış, merdiven korkulukları yapılmıştı.
Tuvaletlerde yenilenmiş ,ama pis ve biri kapısızdı. Değirmen de un öğüttüler ve satıyorlarmış da bu da yeniliklerden biri.
Öğlen yemeğinde sırık kebabı yedik. Çok nefisti, harika pişmişti.Hafta içi de yapıyorlarmış, tavsiye ederim yiyiniz. Bu arada diğer ızgara çeşitleri,tost, gözlemede var. Aç kalmazsınız hiç merak etmeyin.
Çaylarımızı da içtik, ancak Sinop’tan motosikletle 2 saatte ulaştığımız şelalelerden dönüşe geçtik.Dönüşte direk Sinop’a geldik, yollarda sadece resim çekmek için oyalandık. Ve sanıyorum, 1 saat 15 dakika gibi sürdü dönüş yolculuğumuz. Keyifliydi.İnşallah açılışı yaptık,devamını da getiririz.
Belkide artık Ayancık -Akgöl, İnaltı mağarası gezi programımıza girer.
Sevgili okuyucularım hepinize sevgilerimi yolluyorum…Bol seyahatli günleriniz olsun…
