NİLGÜN'ÜN GÜNLÜĞÜ – SİNOP AŞIĞI 
Ne başlık ama görüyorsunuz. )))Bugün Ubud dan 1 saat kadar uzaklıkta gittiğimiz tapınağın adı.
Ben bu tapınağı anlatmaya başlamadan önce, dün gittiğimiz Maymun Ormanlarını ve Kaçek Dansı konusuna biraz daha değinmek istedim.
Bali’ye gitmeden önce Maymun Ormanlarını araştırmıştım. O zaman bazı sitelerin bu konuda yanlış bilgiler verdiğini gördüm. Ben hayvanları severim ama onlara dokunmaktan korkarım. İnternette okuduklarımı da birleştirince iyice tırsmıştım.
Neler okumuştum mesela: Maymunların çok tehlikeli olduklarını, saldırdıklarını, mikrop saçtıklarını filan okumuştum. Hatta kesinlikle gitmeyin diye yazanlar olmuştu.
Burada benim yaşadıklarım çok farklıydı. Kadir Bey çok güzel bilgilendirdi bizi hem gitmeden, hem de gidince. Mesela elinizde, poşet olmasın derken, maymunların bunda yiyecek olduğunu düşünerek elinizdeki poşeti almak istediğini söylemişti. Eğer öyle bir olayla karşılaşırsanız kesinlikle poşeti bırakın. El çantanızın ağzını kesinlikle açık bırakmayın, içinden cüzdanınızı, pasaportunuzu, telefonunuzu alabiliyorlar. Eğer muz veya mısır vermek isterseniz ki orada satılıyor, bu yiyecekleri onlara uzatın ve verin, çekmeyin. Omzunuza çıkmasını istiyorsanız elinizi kapatın, kolunuzu uzatın ve yaklaşınca elinizi açıp yiyeceğini uzatın. O kolunuzdan doğru omzunuza çıkıyor.
Dişleri büyük olanlar reis olduğu için, küçük maymunlar onlardan korkuyor, sizde uzak durun. Birkez daha yazayım, maymunların kuyruklarına kesinlikle basmayın, sonu kötü oluyor, hemen çığlık atıyor ve diğer maymunlar da etrafınızı sararak size saldırıyorlarmış.
Bu arada turist yönünden oldukça kalabalık. Ve yine bakıcılarda fazla. Vallahi ben normalde korktum ama, arkadaşlarım pek samimi oldular. Sonuçta kazasız ayrıldık ormandan.
Kaçek dansı ise daha çok erkek topluluğundan oluşan bir dans. Aslında çok video çektim ama nedense yüklediğim site kabul etmedi. Onun için anlatayım dedim. Erkekler üstleri açık,daire şeklinde yere oturuyorlar, ağızlarıyla ses çıkartarak ve kollarını oynatarak sesler çıkarıyorlar, yaptıkları hareketler kuşların hareketleriymiş.Sonra 2 dansçı kız çıktı,onlarda elleri, kolları başları ve gözleriyle hareketler yaparak dans ettiler.Bu arada başka değişik kıyafetli erkek dansçılarda gösteriye dahil oldular ve 1 saat kadar bu gösteri sürdü.
Ardından ortada koca bir ateş yaktılar ve bir adam korların üzerinde yürüyerek onları söndürdü.
İşte böylece enteresan bir dans gösterisi izledik.
Gelelim bu güne…
Sabah saat 8.00di arkadaşım uyandırdığın da . Yine güne havuzda yüzmeyle başladık, ardından kahvaltı ve sonrası Kadir Bey ve Dian gelip arabalarıyla bizi aldılar Situs Pura Tirta Empul tapınağına gittik.Tapınağa girmeden üstümüze Saronglarımızı giydik.Bu uzunca Pareo benzeri, ipek,katon türleri olan kumaş.Bu tapınağa şortla, kısa etekle girilmediği için, ister siz yanınızda götürüyorsunuz veya orada kapıda size veriyorlar, bu kumaşları belden aşağıya örtüp öyle giriyorsunuz içeriye.
Tapınaklarda kral tahtı gibi oymalı, çok işli birçok bölümler var. Genişler de buda dinine tapanlardan biri öldüğünde bu taht gibi yerlere konup dini ayinler yapıyorlarmış, bu ayinlerin 2 günde devam ettiği oluyormuş. Birde yine bu dinde, aynı bizim dinimizdeki sünnet gibi onlarda da diş törpüleyerek diş küçültme varmış. Bu kız veya erkek fark etmiyormuş.Bu töreni yapmak için 3000 dolar gibi bir paraya ihtiyaç olduğu için, herkes hemen yaptıramıyor, parayı biriktirince yapabiliyormuş. Onun içinde çocuk küçük yaşta veya 70-80 yaşına gelince bile yapılabiliyormuş. Miktarın büyük olmasının sebebi,tören hazırlığına ve katılımcıları doyurmaya gidiyormuş.
Sonra dua edilen, huzur bulunan sularda yıkanmaya geldi sıra. Bizim gibi birçok turist vardı yerlilerin yanında. Su fazla soğuk değildi. Üstümüzde kalındı zaten. Sırayla girdik ve akan suların altında 3 defa ağzımıza su verdik,3 defada başımızı yıkadık. Bu arada dualarımızı yaptık. Sondan 2.ve 3. akan suyun altına girmedik. Çünkü oradan akan suda, kötü ruhların olduğuna inanıyorlarmış. Son akan su daha kuvvetliydi ve bu suyla da vücudumuz temizleniyor, ruhumuz arınıyormuş. Vallahi ben bayağı bir rahatlık hissettim. Bu arada 2. Havuza girdik, orada da bu işlem devam etti.
Havuza akan su kaynak suyuymuş. Havuzda o kadar çok balık vardı ki kutsal olduğu içinde birşey yapmıyorlar ve hepsi çok büyümüşlerdi. Arada ayağıma eteğime çarptılar çok kuvvetliler di.Havuzdan çıktık ve kuru kıyafetlerimizi özel yerde giydik. Bu arada o tapınağın tepesinde cumhur başkanının yazlığı varmış. Çok güzeldi.
Ve yine bahçesinde yüzyıllık ağaçlar vardı. Ne kadar uzaklaşsam da katrajıma sığdıramadım. İçinde renkli ve kocaman balıkların olduğu bir havuzun daha yanından geçtik, bunlara da kutsal olduğu için dokunulmuyordu.
Tapınak gezimiz bittiğinde, arabamıza atlayıp ormanlık yoldan Pirinç tarlalarına gittik. Taras şeklinde yukarıdan aşağıya doğru inen yemyeşil pirinç tarları görmeye değerdi. Birçok turist vardı, ve tarların karşısında birçok resturan vardı. Bu resturanlarda düz bir zemin üzerine değil, tıpkı pirinç tarlaları gibi taraslara kurulmuş,aşağıya doğru devam ediyordu.
Pirinç teraslarına bakan resturanda öğlen yemeğimizi yedik. Kare şeklindeki masaların çevresindeki minderlere oturup manzara karşısında, Nasi Cambur yedik. Burada ekmek yemiyorlar, servislerinde de yok. Ekmek yerine yağsız,tuzsuz pişmiş pirinç ikram ediyorlar. Yanında tavuk ve yine kurutulmuş şekilde satılan özel cipse benzeyen birşey vardı.
Yemeğin yanında hindistan cevizi suyu içtik. Genç hindistan cevizi olduğu için içinde suyu çoktu bitiremedik. Ama ben pek sevmedim.Bizim sütlaca benzer bir tatlılarından yedik. Siyah pirincden yapılmıştı, fazla tatlı değildi, içine hindistan suyu konmuştu.
Bu arada yemek yerken yanımıza satıcı bir teyze geldi, kendisiyle fotoğraf çektirdik, sonrada fotoğraf çektirmek parayla diye bizden para aldı.)))
Yemek den sonra kendimizi ödüllendirelim ve yorgunluk atalım diye masaj yaptıralım dedik. Ubud’un en iyi masaj yerine götürdüler bizi , maalesef dolu olduğu için, 2. sine gittik. Saat 19.00 a randevu aldık.
Saat daha 17.00 diydi. Ubud’un en işlek caddesinde dolaşalım dedik ve sonrada bir kafeye oturduk. Arkadaşlarım bana sürpriz yapıp doğum günümü kutladılar. Böylece 2ci kez kutladık doğum günümü.
Sonrada masaja gittik. Arkadaşlarım memnun kalmışlar, ben memnun kalmadım. Çok soft yaptı. Onların medıum mu, soft mu diye bana sorması lazım mış. Biz Bali masajı istemiştik, ben de sandım ki Bali masajı böyle soft oluyor, dolayısıyla bir şey demedim. Ama Sinop’taki masajcımın kulaklarını çınlattım. Ah Gülcan sen süpersin dedim.)))
Wı-fı olduğu için facebook mesangerden ailemle görüştüm, doğum günü mesajlarını yanıtladım ve şimdide günlüğümü yazıyorum.
Bu arada size bir öneride bulunayım, eğer böyle benim gibi ailenizden uzağa gittiğinizde Facebook masenger’ı kesinlikle kullanın derim. Hiçbir ücret ödemeden, wı-fı nın olduğu yerlerden dakikalarca konuşabiliyorsunuz. Yarın bir tur şirketinin arabasıyla yine Ubud’u dolaşacagız. Haydi iyi geceler.
Benim de doğum günüm kutlu olsun.)))))
