Lovina…16 eylül…Bali Turu..

 

Dün gece Kadir lerin evinde kaldığımızı yazmıştım size.Sabah 9.00 da  Türk usulü kahvaltımızı yaptık.

Kahvaltıda çay,kaşar peyniri, haşlanmış bıldırcın yumurtası,ekmek,zeytin,dereotlu omlet (çok güzel oluyor öneririm.Biraz bizim mücvere benziyor) vardı. Yabancı topraklarda bir Türk’le, Türk usulü kahvaltı yapmak çok güzeldi. Kadir’in eşi Dian,oranın yerlisi, tatlı mı tatlı bir kız.Öyle cana yakın ki.Çalışkan, çok güzel Tükçe anlıyor, az da konuşuyor, çok sevdik kendisini.

Kahvaltı sonrası, bahçeyi gezdik, havuza girecek vaktimiz yoktu, sadece fotoğraf çektim. Bahçesinde horozu, tavuğu, papağanı var.Birde sevimli bir doberman’ı.

Saat 11.00 de yola çıktık.Size daha önce bahsetmiştim sanıyorum, burada evlerde çamaşır makinesi yok, pahallı diye almıyorlar.Onun içinde herşeylerini çamaşırhaneye verip yıkatıyorlar.Bizde de artık temiz kıyafet kalmadığından , bizde yıkatmaya verdik.Ütülenip geliyormuş ve çok ucuzmuş. Zaten bizim paramıza göre herşey ucuz bu şehirde.(Bu arada öbür gün 30 parça yıkatmaya verdiğimiz kıyafetler için sadece 3 dolar verdik.Ve üstelik hepsini ütülü olarak aldık.)

Dolduk Kadir’in arabasına, önce dağa tırmandık, yolda birçok turist otobüsleri de gördük. En önemlisi de  yolda gördüğümüz maymunlar dı. Orada bizim gibi birçok araba duruyor ve satılan muzlardan alıp maymunlara veriyorlardı. Karınları aç olmadığı içinde hırçın değillerdi.Onların görüntülerini videoya aldım,poz poz fotoğraflarını çektim.Zararlı değiller ,üstelik çok sevimlilerdi.

lovinaya giderken rastladığımız maymunlar paylaşan: ncabaci

Gittiğimiz yer Lovina’ ydı. Buraya turistler yunus görmek için geliyorlarmış.Aslında küçük bir yer. Heryerde olduğu gibi burada da,turistlik birçok şey satıyorlar.Hatta bugün seyyar satıcı bir kızdan, benim Mikenos’dan 15 euroya aldığım bileziği, Sabri bize 2 dolara aldı.

Lovina yunuslarıyla tanınıyor.Ve simgesi olan yunus balığının koca bir heykelini dikmişler meydana.Ve yine birçok hediyelik eşya satan tezgahlar, sahil boyunca sıralanmıştı.

Önce otelimize (Nirwana  Water Garden) gittik.Süper bir oteldi.Tek  ve 2 şer katlı apatlardan oluşuyordu. Çok geniş bir arazi üzerine kurulmuştu.Bahçesinde çok fazla tapınak vardı. Yine Jepung denilen kutsal çiçekli ağaçlarından, begonviller den, Hindistan cevizi ağacından bol miktarda vardı.Hele havuzu çok güzeldi. Büyükdü. Çocuklar için bölümü de vardı. Birde barın tabureleri havuzun içindeydi.

Böyle güzel ve temiz bir havuzu kaçırmayalım dedik ve 1 saate yakın yüzüp yorgunluk attık. Ağaçların altında, masmavi suyuyla, üstündeki jepung çiçekleriyle insana huzur veriyordu.

Akşamda Kukatua Resturana gidip yemek yedik. Yemek de nasi goreng, patates kızartması,3 büyük balık, bir balık sepeti (karides, ton balığı, kalamar ve diğer balık çeşitleri),1 şişe  şarap, biralar, meşrubatlar,sodalar, bir kap çorba,   pizza  ve ismini bilmediğim oraya özgü bir yemek daha vardı.Bunun yanında 3 tabak salata,2 tabak pilav sipariş ettik.Meğer balıkların yanında da salata ve pilav veriyorlarmış, bizim masa öyle bir doldu ki, anlatamam. Biz o gece kıtlıkdan çıkmış gibi yedik.Şimdi özellikle belirtmek istiyorum, biz ilk kez o gece damak tadımıza uygun bir resturan bulduğumuz için bu kadar çok sipariş verdik.Hem gözümüz, hem de karnımız doydu.))Şimdi böyle bir yemeğe ne kadar verdiğimizi merak edersiniz sanırım.Kişi başı 30-40 lira gibi birşey ödedik.

Yemek sonrası Lovina’yı biraz dolaştık ve yarın sabah 6.00 da turumuz bizi yunuslara götüreceği için erkenden de yattık.

Yarın yunusları anlatacağım.Haydi iyi geceler.