Dubrovnik …12.Eylül.2015

Sabah saat 8.00 de kalktık ve doğruca kahvaltıya gittik. Kahvaltı yaparken  Dubrovnik sahillerini izledik. Gemimiz 11.30 da iskeleye yanaştı. Bu arada Dubrovnik’in  denizden görünüşü çok harikaydı. Kıyısının çok girintili çıkıntılı oluşu bize Norveç’i anımsattı.

dubrovnik DSC08836 DSC08845 DSC08852dubrovnikDSC08839

Gemiden ayrılmadan önce, rıhtımda yolcu bekleyen otobüslerden gidiş dönüş 12.90 Avro’ ya   biletimizi aldık. Aslında taksi tutmayı düşünüyorduk  ama son anda işi garantiye alalım diye otobüsü tercih ettik. Takside Old Town’a 12 Avroya götürüyordu. Bilet alırken Antalya ve Eskişehir’li 2 kız kardeşle tanıştık, Dubrovnik’i beraber dolaşalım mı diye sordular, neden olmasın dedik, ve Hülya ve Haticeyle birlikte dolaştık, kale içini.Çok iyi arkadaş olduk daha sonra.(İyi ki sizleri tanımışız) Otobüsümüz bizi kalenin en önemli girişi olan Pile Kapısında bıraktı bizi.

dubrovnik pila kapısı

Dubrovnik, Hırvatistan’ın, Adriyatik Denizi’nin kıyısında bulunan,güzel bir tatil şehri.

dubrovnik DSC08864 dubrovnikOnofrio ÇeşmesiDSC08868dubrovnik eski şehirDSC08885dubrovnik eski şehir DSC08897 DSC08900 DSC08903dubrovnik eski şehirdubrovnik eski şehirdubrovnik eski şehirdubrovnik eski şehirdubrovnik eski şehirdubrovnik eski şehirdubrovnik eski şehir DSC08927 DSC08930DSC08936 DSC08938DSC08943

 Yeni şehir bayağı modern. Biz direk olarak Old Town (Eski Şehir) gittik. Etrafı surlarla çevrili bu eski şehir, botik bir yapıya sahip.UNESCO Dünya Miras Listesinde yer alıyor. Buranın merkez caddesi Stradun,yine dünyanın en eski eczanelerinden birine ev sahipliği yapan Franciscan Manastırı,  Rector Sarayı, Old Town’un en önemli çeşmeleri olan Onofrio Çeşmeleri ve Orlando Heykeli’de burada  bulunuyor. 1667 yılında yaşanan büyük depremde hasar görmeyen tek yapıda bu kale içindeydi. Bazı yollar çok dar, evler arasındaki mesafe 2 metre var yok. Pencere önlerinde çamaşırlar asılıydı. Resme de önem veriyorlardı ki bol bol yağlıboya, akrilik tablolar vardı. 10cm karelik bir akrilik resim 15 Avroydu.

DSC08935

Kale içinde bol miktarda hediyelik eşya satılıyordu, kadınların yaptığı dantel ve kanaviçe el işleri de bol miktarda vardı. Bu tür hediyelikleri görünce Türkiyeyi anımsadım, izlerimiz var yani..Magnetler 3-4 avro arasında değişiyordu.

Bu arada kale içindeki ilk dondurmacıdan (Türk olan) dondurma aldık. Eminde olamadım buranın sahibi Türk mü diye sordum, çocuk bozuk Türkçesiyle, anamda Türk, babamda Türk, teyzeler, halalar Türkiye’de dedi. Tamam dedim aradığımız dondurmacı bu.))  İtiraf edeyim, dondurmayı sevmedik. Krema gibi bir şeydi.Ama gitmeden yaptığım araştırmalarda, Türk dondurmacıdan muhakkak dondurma yiyin diyordu, bizde onun için alıp denedik.

Bu arada bir dükkanda çok değişik şekerlemeler gördük. Sanki plastik figürlerdi hepsi. Kurbağa, omlet, yılan, solucan  çilek, limon portakal…..bir sürü değişik figürde yapılmıştı. Fotoğraf çekmemize müsaade etmediler. Bizde biraz seçip satın aldık.

20150921_131025

Girişte papağanlarla fotoğraf çektiriyorlardı, biz Bali’de çektirdiğimiz için gerek görmedik.

DSC08881 DSC08882DSC08951

Çok kalabalıktı, her yer turist kaynıyordu.  2013de  Avrupa birliğine girmiş ve o zamandan beride vize gerekiyor gidebilmek için.

Vallahi 3 saatlik bir gezinti bize yetti. Teleferik de vardı, ama binmeyi düşünmedik.Saat 15.30 da dönecektik,14.30da döndük, birazda rıhtımdaki sergileri dolaştık.

Gemi kalkmadan 30 dakika önce bindik ve 13. Katın en arkasında bulunan güverteye gidip oturduk. Oradan manzara harika görünüyordu. Hem Dubrovnik’den ayrılışımızı izledik , hem de yemeğimizi yedik…

DSC09093dubrovnikdubrovnik

 

Akşam tiyatroya gidip showları izledik.Çok ilgi çekici güzel gösteriler vardı. Danscı kızlarda harikaydı.

msc magnifica DSC08963DSC08971

Bu geminin, şimdiye kadar bindiğim gemilerden bir farkı var..Kim hangi şehirden binerse oradan inebiliyor.Daha önce bindiğim gemilerde asla böyle değildi, belirli bir kalkış noktası vardı. Hep birlikte oradan biniliyor ve yine orada iniliyordu.

Gemi mağazalarında satılan her şey vergisiz olduğu için, fiyatlar dışarıdan çok ucuz. Bizde bu akşam biraz alışveriş yaptık. Parfüm ve Lakos çanta aldık, indirim vardı,Türkiye’de satılandan %50 daha ucuz aldık..

Akşam yemeği için Quattro Venti Resturana gittik yine ve bizim için ayrılmış masamıza oturduk.Biraz sonra masamıza genç bir çift geldi.Selamlaştık, 4 günlük evli balayı çiftiymiş. Öyle cana yakınlardı ki, biz sohbeti bir koyulaştırdık onlarla, salon boşalmış, saat 23.30 olmuş, farkında değiliz. Onur İstanbul’da  çalışıyor, endüstri mühendisi, kendi şirketi var, Esra’da çok güzel bir kız. İkisine de bayıldık. Dedim hayırdır siz nasıl geldiniz bizim masaya? Meğer onları başka bir yeni evli balayı çiftiyle aynı masaya vermişler, ama o kadar soğuklarmış ki,  hiç konuşmamışlar. Onlarda sizlerin güler yüzünü fark etmiştik, biz bu masaya oturmak istiyoruz demişler.  Sanki yıllardır tanıyormuş gibi olduk. Onur ve Esra’ya ömür boyu mutluluklar diliyorum tekrar.İyi ki sizi tanımışız.

DSC08972

Bu arada eğer balayına gemiyle çıkmayı düşünürseniz, balayı indiriminden almayın biletinizi, genç gruptan alın o daha ucuzmuş. Çünkü gemi turlarına gençleri de çekmek için onlara bayağı indirim yapıyorlarmış. Sanırım%20 tam emin olamadım şimdi.Bu gemide de gençler vardı.

Yarın Venedik’de  saat 9.00 da olacağımız için bu akşam erken yatalım dedik, ama saat 24.00 oldu. Ve hatta ben şu anda günlük yazıyorum saat 1.00 oldu. Haydi iyi geceler, ben yatayım….

Hakkımda Nilgun

blank
Sinop'ta yaşayan, Sinop'lu bir bayanım. Gezmeyi, yüzmeyi, konuşmayı, sosyal aktiviteleri çok severim. İnsanlara yardımcı olmak beni çok mutlu eder.Ve tam bir Sinop Aşığıyım. Bu kadar yeterli mi?)))

İlginizi Çekebilir

blank

Calista Otelde 2. Gün

Merhaba tekrar, Calista Otel’de tatilimizin 2. Gününü anlatmaya devam edeyim. Rahat bir uykudan sonra sabah …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.