Uzun zamandır Venedik’e gitmek istiyordum. Bu aya kısmetmiş.Biletlerimizi çok önce almıştık, gemi turunu da çok sevdiğimiz için, tercihimizi gemiden yana yaptık. Şansımıza da gemi İstanbul’dan kalktı, bu durumda bizim seyahatimiz için, güzel bir artı oldu.
Tura çıkmadan 3 gün önce İstanbul’a gittik, yolcu etmeye hava alanına arkadaşlarımızın çoğu geldi. 3 gün kaldığımız İstanbul’da ablalarımı, yeğenlerimi çocuklarımı görme şansım oldu.
Arkadaşlarımla birlikte Telli Babaya gittik, yine Rumeli kavağına gidip, tadı damağımızda kalan midye tavadan yedik. 3 gün çabucak geçti.
Gemimiz perşembe sabahı (10 Eylül)İstanbul’dan 16.30 da hareket edecekti ve bize en geç saat 13.00 e kadar gemiye giriş yapmamız istenmişti. Bizde 10.15 de evden çıktık, 11.00 gibi de limandaydık. Hemen girişimiz gerçekleşti.Biraz Duty Free’ye uğradık fiyatlara baktık. 1 karton sigara 47 euroydu. 53 eurodan düşmüştü. (Dönüşünüzde İstanbul limanında Duty Free daha açılmamış, bunu da bilgi olarak sunayım.)
Bu gemi 15 katlıydı, bizim odamız 8. kattaydı.MSC Magnifica gemisi, 293,8 metre uzunluğunda ve 15 kat yüksekliğinde, 3 bin 13 yolcunun konaklayabileceği 809’u balkonlu 1275 kabin, her birinde ayrı aktivitelerin gerçekleştirildiği 22,000m2 yaşam alanı, biri çocuklara ayrılmış 3 yüzme havuzu, fitness/dinlenme alanları, koşu parkuru, sauna, Türk hamamı, jakuziler, 4 restoran, ikisi açık havada olmak üzere 10 bar, 3 katlı 1.250 kişilik tiyatro salonu, casino, disko, alışveriş mekânları, 4D sinema, bilardo ve bowling gibi birçok farklı seçenekleri olan 2010 yapımı bir gemi.
Gemiye girer girmez odamızı bulduk ve sonrada güverteye çıkıp gemiyi keşfetmeye başladık. Sanırım bu 6. Gemi turumuz olduğu için, keşfetmekte zorlanmadık.
Odamıza valizlerimiz hemen geldi, yerleştik ve tekrar güverteye çıkıp İstanbul’un eşsiz manzarasını seyrettik.
Boğazdan çıktığımızda geminin batma durumunda yapılması gereken güvenlik tatbikatına katıldık.
Akşam yemeği 2 bölümde veriliyordu, biz rahat yetişelim diye 2. oturumu seçtik. Saat 21.00 de başlıyor, 23.00 de son buluyordu.
Yemek öncesi tiyatro salonuna gidip gösteri izledik.
Oradan da yemeğe geçtik. Yemek sonrası 13. Kattaki büyük havuzun kenarında gösteriler vardı, birazda onları izleyip yattık.
Ertesi gün gemimiz denizde olacaktı. Hiçbir yere uğramayacağı için, tüm aktiviteleri izleme ve alışveriş yapabileceğimiz dükkanları dolaşma şansımız vardı.Bizde dolaştık gezdik, neredeyse 20 saat açık olan, açık büfeden yemek yedik. Gemi yolcularının çoğunluğu İtalyandı. Aman Allah’ım nasıl hızlı ve sesli konuşuyorlar anlatamam. Sanki her biri maç sunuculuğu yapıyor gibiydi.
Kahvaltı kültürleri bizden çok farklı, bol miktarda pasta, börek, kek ve pizza var.Türkler için bir büfe hazırlamışlar, zeytin ve 3 çeşit peynir koymuşlar onlardan aldık. Aslına bakarsanız yok yoktu.domuz etinden, hindi, dana,kuzu ve tavuk etine kadar her şey vardı. Ama bizim en çok yediğimiz Thailand Sauce’lu salata ve meyve oldu. Tabi salatanın içinde de yok yok))Ama arzuya göre siz koyuyorsunuz. Mesela ayıklanmış, kabak çekirdeği, ay çekirdeği, ince doğranmış badem ve diğerleri..
Meyvedende karpuza ve ananasa dayanamadım.
Saat 18.00 de tur rehberlerimiz bizi karasal turlar hakkında bilgilendirdi. Ama bu defa biz kendimiz gezdik.(İyi kide öyle karar vermişiz.) Daha önce gittiğimiz turlarda hep karasal turlara katılırdık, bu defa gitmeden önce internette çok araştırmıştım, gerek duymadım onun için. Ve gitiğimizde de doğru karar verdiğimizi gördük.
Öğleden sonra jakuziye gittik. Havuz kalabalık olduğu için tercih etmedik.
Odaya geldiğimizde yatağımızın üzerine bırakılan bir zarf ve doğum günü kartı vardı. Bu defada kısmetimde yurt dışında kutlamak varmış, geçen doğum günümü Bali- Ubud’da kutlamıştım, bu defada gemide. Tabi aslına bakarsanız, tura çıkmadan önce Sinop’ta da arkadaşlarım kutlamıştı doğum günümü.
Gelen mektupda eğer akşam yemeğini Oriental Plaza’da yersek , doğum günü pastası hediye edeceklermiş. Buna çok sevindim tabii, hemen akşam yemeği için 3 kişilik yer ayırttık.
Akşam tam 20.00 de resturandaydık. Burada Çin, Tayland ve Endonezya yemekleri vardı ve çalışanlarda o ülkedendi.
Ben ve arkadaşım, Tayland usulü pişirilmiş karides şiş, diğer arkadaşımda tavuk şiş yedi. Ee özel gece diye şarapta istedik. Yemeğimiz bitti baktık, garsonlar ellerinde pasta, ‘’Happy Birthday to you’’ diyerek masamıza geldiler.Tabii bu arada resturandaki müşterilerde alkışladılar. Maalesef bu görüntüleri videoya çekemedim. Bayağı büyük pastaydı. Ve tadı varya, süperdi süper….Gerçekten abartmıyorum, neredeyse yarısını yedik.)))
Burası ücretli bir resturandı, fiyatlarda fena değildi. Nede olsa Çin Resturanı.
Yemek sonrası,biraz kumarhaneye gidip oynayanları izledik. Sonrada Barları dolaştık. Baktık Topazio Bar’dan Türkçe müzik geliyor, oraya yönlendik, bir erkek gitar çalıyor, bir kızda türkçe şarkılar söylüyordu.(2.side Türktü) Çok da kalabalıktı. Bu turda epey de Türk var . Belki 200 kişi vardır gibi geliyor bana. Ama gemi çok büyük olduğu için fark etmiyorsunuz. Dikkatimi sonradan çekti, birçok Türk’le ben İngilizce konuşmuşum. İtalyan ve Yunanlılarda çok olduğu için gemide, Türkleri fazla ayırt edemiyorsunuz.Çok benziyoruz görünüş olarak birbirimize.
Geminin içi aşırı soğuk, üzerimize birşeyler alalım diye odaya geldiğimizde fotoğraf makinem ve selfi çubuğumun yanımda olmadığını fark ettim. Nasıl üzüldüm anlatamam , ama esas üzüntümün fotoğrafların kaybolması oldu. Ve hemen, gittiğimiz ve bırakabileceğim yerleri araştırmaya başladım. Neyseki Türkçe Müzik dinlediğimiz barda unutmuşum, garson kıza sorduğumda hemen verdi. Onu nasıl kucakladım anlatamam.
Sonrada L’Ametista Lounge gidip ses yarışması izledik.Bu arada İtalyan şarkılarının çok uzun olduğunu fark ettik.6-7 dakika gibi. Yarışmada 1.liği Alman bir genç kız kazandı. Bizde saat 24.30 sularında odamıza geldik.
Yarın ilk durağımız Dubrovnik. Saat 11.30 da orada olacağız.Saatlerimizi 1 saat geri aldık.
Haydi iyi geceler…
Fotoğraflar, anlatım muhteşem, kendimi tekrar gemide showları izlerken, Venedikte gondolda gezerken, Dubrovnikte tarihi koklarken, Katakolonda Türk kahvesi içerken, Birindisde sakinliği ve sessizliği dinlerken hissettim. Sanki tatilimi yeniden yaşadım. Elinize, yüreğinize sağlık, çok teşekkürler. İyiki sizleri tanıdım, sevgiler, selamlar
Hülyacığım , bizde iyi ki sizleri tanıdık.Ne güzel anılarımız oldu birlikte. Sinop’tan kucak dolusu sevgiler.