Dün yayınladığım yazıya çok güzel yorumlar aldım, bazen içimden akıyor sözcükler ve ben konuşurken, yazarken onları dinliyorum. Yazının sonundaki cümleyi de akşama kadar düşündüm. Birbirimize bağlı olma düşüncesi, çok uzaklardaki birinin yaptığının bizi etkilemesi aslında kocaman bir idrak gerektiriyor. Eskiler ‘havsalam almıyor’ derler ya, işte benim de bazen havsalam almıyor.
Geçen gün evde arkadaşlarla toplanıp aile dizimi yaptık. Karadenizli genç bir kızın dizimini açtığımızda enerji dokuz kuşak geriye gitti. Orada dizimde rol alan bendim ve gözlerimi kapattığımda büyük bir kıyım gördüm. İnsanlar katliam sonucu topraklarını bırakıp Karadeniz’e göç etmek zorunda kalmışlardı. Yıl 2015, hala katliam ve hala göç var ve bu eskisinden daha da zor, dünya daha kalabalık. Acıların nasıl kuşaklar boyu aktarıldığını tekrar yaşadım ve o sırada Suriye’den göç edenler geldi aklıma. Şimdi de onlar için aynı acılar yaşanıyor olacak. ailedizimi
Bundan yola çıkarak, dünkü yazımın en son cümlesini de o kadar çok düşününce aklıma şöyle bir oyun geldi. Umarım katılan çok olur ve aklıma gelmeyen isimleri yorum olarak eklersiniz, hep birlikte katılırız oyuna.
Oyun en az 21 gün boyunca (aslında 40 gün en iyisi) her gün bir isme sevgi yollamak. Örneğin bugün tüm dünyadaki Hasan ve Ayşe isimli kişilere şifa ve sevgi yollayalım. Ne dersiniz?
Banu Conker