İyi akşamlar. Gezimizi anlatmaya devam edeyim.
Hergün havuz işlerini hallettikten sonra biryerlere gidiyoruz demiştimya, 3. Günde otelimize çok yakın olan Ferhatoğlu Zeytin Fabrikasına yürüdük. Fabrikanın satış mağazasından tatlarına bakarak, siyah ve yeşil zeytin aldık. Buraların zeytini, zeytinyağı malum çok meşhur. Onlardan da aldık. Birde salçaları çok güzel, sabah kahvaltıda yemeğe alışmıştık, salçada aldık. Bunları alıp taşımadık, direk kargoyla Sinop’a yolladılar.
Fabrika dönüşü Akçay’a gittik. Akçay deniz kenarında güzel biryer. Sahili bana birazda Sinop’u anımsattı. Tatil boyunca 3 kez gittik.
Tesadüf bu ya, ben oradayken enson beraber çalıştığımız müdürüm Eren Bey’de oradaydı. Kendisiyle buluştuk, evlerine gittim. Annesini, ablalarını, eniştesini görme şansım oldu. Seneler sonra bir araya gelmek güzeldi. Eski günleri yad ettik.
Bir başka gün Altınoluğa gittik. Dolmuşla birlikte 1 km yukarıda Adatepe köyüne çıktık direk. Koca bir meydan etrafta köy kahveleri, çaybahçeleri ve cami vardı. Köyden kadınlar meydanda ürettikleri ürünleri satıyorlardı. Oradan damla sakızı reçeli aldık.
Çok güzel tarihi binalar vardı çevrede. Etraf çok sakin, güneş hafif ısıtıyordu içimizi. Kahvelerde çaylarını yudumlayıp sohbet eden kişiler, etrafta sevgiyle dolaşan kediler ve bizler gibi keşfe çıkmış yerli turistlerle huzurlu bir ortamdı.
Çınar Çay bahçesinde oturup kapak kesme böreği yedik. Bizim puf böreği gibiydi. Ortaya sıcacık bombeli börekleri getirince garson , bizde birden açıkıverdik. Yanında da karadut suyu ve koruk içtik. Akşam üzeri masaj randevumuz olduğu için, Altınoluğun sahiline inmedik maalesef, sonra tekrar gideriz diye düşündük ama kısmet olmadı.
O köyden doğru şehre indik, yine heryerde zeytin ağaçları vardı. Bol miktarda mandalina ve narda görebilirsiniz çevrede. 5bin kişilik Antik tiyatrosunu dışarıdan gördük.
Bizim gittiğimiz ekim ayı sanırım gezmek için en güzel zamandı.Turistlerin çoğu gittiği için ve yazlıkcılarda evlerini kapatıp döndükleri için, sadece yerli halkın oluşu sakinlik sebebiydi. Aynı Sinop gibi.
Otele geldiğimizde masaj sırasına girdik, daha önceden randevu aldığımız Nur Hanım gerçekten işinde uzmandı.
Günün yorgunluğunu atıp, saat 24.00 de kadar biraz sohbet ettik, biraz tv izledik. Akşamları çay ve meyve faslı benim görevimdi.Görevimi de çok iyi yaptım yani)))
Akşamları odamızda da zaman çok güzel geçiyordu…Özledim o geceleri..
Eveeet…. Kazdağlarını birdaha ki yazımda anlatırım.
Sizlere iyi geceler diliyorum…
Bu arada sevgili Atam’ın ölüm yıl dönümüydü bugün.Büyük bir çoşkuyla,sevgiyle,saygıyla anıldı ülkemde. Televizyonda izlediğim kadarıyla Anıtkabir doldu doldu taştı. Bugün izinden gelenlerin çokluğu ümidimi artırdı.Seni çok seviyoruz Atam,ruhun şad olsun.
Sinoptan yüzlerce kilometre uzaklarda ve Akçay’da buluşabilmek ve bizi ziyaretiniz ve yaptığımız sohbet güzel bir anı olarak kayıtlara geçti Nilgün hanım. Sağolun varolun. Sizinle yıllarrca aynı işyerinde ve uyum içinde çalıştık Aynı zamanda da apt komşuluğumuz ve aile dostluğumuz vardı. Seneler sonra tekrar karşılaşıp daha dün görüşmüş gibi yakınlık kurabilmek çok güzeldi.Süha ve Aslan krala çok selamlar.
Çok teşekkür ederim..Selamlarınız iletildi, Suha’nın da size selamı var. Sevgiler))