Fırsattan İstifade….

Yazın sıcak günlerinde günlük yazmak zor geliyor. Sebebi de, denize gittiğimiz için tabii. Gelince akşam yemeği hazırlıyorum, çok yorgun değilsem yürüyüşe çıkıyorum, derken uykum saatim geliyor. Kışın geceleri daha çok 24.00 -1.00 saatleri arasında yatardım, sabahta,  erken uyansam bile yataktan geç kalkardım, şimdi ise tam tersi oldu. 22.30-23.00 arası yatıyor. Sabah 5.00 ve ya 6.00 gibi uyanıyorum. Ama yinede saat 8.00 den önce yataktan kalkmıyorum. Kahvaltı , sabah işleri derken öğlen oluyor, sonrada denize gidiyoruz. İyi ki denizimiz var. Artık parklara filan gitmediğimiz için, başka türlü de çok zor zaman geçerdi.  Arkadaşlarla da ayda bir gibi görüşüyoruz.

Geçen hafta resim grubu arkadaşlarımla bir araya geldik. Bir arkadaşımızın temmuz ayı içinde doğum günü vardı onu kutladık, diğer arkadaşımızda eşinin görevi gereği, bu ay aramızdan ayrılacaktı, ona da güle güle partisi yaptık. Kendisini çok seviyorduk, çok özleyeceğiz. Gittiği yerde de mutlu olsun ve yine güzel insanlarla karşılaştırsın Allah onu.Seni seviyoruz Şennur.

Arkadaşlarla birlikte olmak çok güzeldi. Bu kış sanırım birlikte resim yapamayacağız, bu durumda ne yaparız nasıl buluşuruz diye planlar yaptık, malum demokrasilerde çare tükenmiyor..

Bu arada daha önce de dediğim gibi hava güzel oldukça bizde denize gidiyoruz. Özellikle hafta sonları sahiller çok kalabalık oluyor ve sosyal mesafe kuralına uyulmuyor. Geçen cumartesi günü bir şey dikkatimi çekti, tekneyle gelenlerde aynı bizim gibi sahilden uzağa demirliyorlar ve uzakta yüzüyorlar. Geçen gün denize atlayacaktım tekneden, eşim dur, şu yüzenler geçsin sonra atlarsın dedi. Yani anlayacağınız elimizden geldiğince dikkat ediyoruz.

Geçen Cuma günüde diğer gün arkadaşlarımla tekne tutup denize gittik. Tuttuğumuz tekne 12 kişilikti. Ama biz 7 kişi gittik ve her zaman ki gibi misafir davet etmedik. 12 kişilik tekneye maksimum 8 kişi binerseniz, tam sosyal mesafeye dikkat etmiş oluyorsunuz. Yine maskeliydik. Çayımızı ve yiyeceklerimizi de kendimiz getirdik. Bol bol yüzdük. Şansımıza da deniz çok güzeldi. Karakum tarafında yüzdük, diğer tarafa da gezmeye gittik.3,5 saat kaldık, çok da güzel oldu. Birdaha ki hafta yine düşünüyoruz aynı grupla. Yüzerken de mesafemizi ayarlıyoruz,o zaman sorun olmuyor.

Bugün 3. gün hava kapalı. 2 gündür fırtına vardı, dün yağmurda yağdı.

Bahçemizi de sulamamız gerekmedi.

Domateslerim ufaktan çıkmaya başladı, ama daha hepsi yeşil renkli. Dün pazardan aldığım bamyayı pişirecektim, bahçede olan bamyaları da alıp içine ilave ettim.

Biber ençok yediğimiz ürün oluyor. Erikler sapsarı oldu ve ancak tatlandı, kayısı tadında oldular. Salatalıklarım ve patlıcanlardan verim alamadım maalesef. Çünkü kedi yavruları oynarken salatalıkları kırmışlardı, şimdi yoklar ama, sanırım çok gölgede kaldıkları için verim alamayacağım onlardan. Neyse bu sene bizim için bir deneyim oldu. Seneye yaparsak, daha bilinçli hareket ederiz.

Size birşeyden daha bahsetmek istiyorum,martılardan…Sevgili okuyucularım Sinop’ta o kadar çok martı var ki ve hepsi gece gündüz çığlık çığlığa ötüyorlar (bağırıyorlar). Kuş ötmesi gibi de değil, sanki köpek yavrusu gibi ses çıkarıyorlar gece 3,5-4.00 gibi başlıyorlar, saat 7.00 ye kadar bağırıp duruyorlar. Sinop’un heryerinde böyleymiş, herkesin şikayeti var. Neden acaba bilmiyorum.Bilen var mı?

Sizlerin yazıda umarım güzel ve sağlıklı geçiyordur. Aman dikkatli olun, kendinizi ve sevdiklerinizi düşünün.

Şimdilik hoşçakalın diyorum. Sizleri seviyorum…Sağlıcakla kalın…