Bu kitap birçok anımı hatırlattı bana…

Kabuk Adam…Aslı ERDOĞAN…

Yeğenimin tavsiyesi üzerine , kendisinden ödünç aldığım bu kitabı okudum. Ve maşallah 2 günde de bitti. Sonuç şu; kitap sürükleyici olunca hemen bitiriyorsunuz.

Çok güzel bir konusu vardı. Beni birazda eskiye götürdü.Çünkü hikayesi Karayip Adalarında geçiyor.2007 ve 2009 yıllarında bende arkadaşlarımla gemi turuna çıkmış, toplam 3 hafta süren tatilimizde birçok Karayip Adasını görme olanağı bulmuştum. Ençok beğendiğim St.Martin Adası olmuştu.Sonra Haiti’yi çok beğenmiştim. Orada Royal Caribbean  şirketinin  özel adası vardı (Labadee)orası da çok güzeldi. Bembeyaz kumları, masmavi deniziyle hatıralarımda kaldı. Ve o adada sadece siyahiler gelen gemi müşterilerine satış yapıp, hizmet ediyorlardı. Ve adaya ilk indiğimizde yaşları 70 civarında görünen bir grup müzik yapıyor, doldurdukları cd leri satmaya çalışıyorlardı. Hatta ben acımış ve almıştım bir tane. Bu kitabı okurken hep o insanlar gözümün önünde canlandı.Hatta en belirgin olarak da hafızamda kalan, dişlerinin kırık veya çürük oluşlarıydı.Bu kitabı okudukça acaba onların dişlerini de mi çeteler veya polisler mi kırmıştı acaba diye düşündüm.

Porto Riko, güzeldi,kaleleri ve güvercinleri aklımda. Jamaica…. Gemiden görünüşü müthişti. İskeleye yanaştığımızda sakın inmeyin çok tehlikeli burası, tam uyuşturucu yuvası dediler ve biz korkudan iskelede satış yapan yerlilerin tezgahlarını gezerek, birde yine iskeledeki mağazaları dolaşarak geçirdik bütün günü. Hatta ben oradan rasta saçları olan bir bere almıştım. Ve birde Bob Marley’in tahtadan oyulmuş maskesini.

Anquilla adasıydı galiba, birkaç saat kalmıştık. Gece inmiştik ve 2-3saat kalmıştık. Bizi adada belirli bölgeyi gezmemizi müsaade ettiler ve çok polis vardı. Orada aklımda kalan ise siyahi bir kadın ve bir yaşlarındaki bir çocuğun bize bakışıydı, gözlerinin siyahı ve aklarının sarımtırak hali hala aklımda üstelik müsaade isteyip fotoğraflarını çekmiştim. Hala bir yerler de duruyor olmalı fotoğrafları. Ah ahh o zaman bu web sitem olacaktı ve fotoğraf çekmemde digital olacaktı ben  bol bol fotoğraf çekip yayınlayacak ve sizlerle paylaşacaktım.

Bu arada Nassau’da süperdi , Atlantis Resolt harika bir oteldi, çok çok lüksdü. Otelin ilk katı büyük bir akvaryumun içindeydi. Hem yemek yiyor hem de camlardan, köpek balıklarından, vantuzlara kadar hertürlü balıkları izleyebiliyordunuz.Ve hatta orada satış yapan bir siyahiden bileklik almış, 15 dolardan 3 dolara kadar indirmişti fiyatını. Bizim Türk olduğumuzu anlayınca, hemen İstanbul, Fenerbahçe demeye başlamış ve bilekliği satana kadar peşimizden ayrılmamıştı.

Yaaa görüyor musunuz, bir roman beni nerelere götürdü.

İşte Aslı Erdoğan’ın yazdığı Karayip Adalarında geçen bu hikaye insanı içine alıyor ve Aslıyla ve Tony le birlikte yaşıyorsunuz.

Kitabın arkasında yazanlar şöyle: Dünya okurlarınca “geleceğe kalacak elli yazar” arasında sayılan Aslı Erdoğan’ın sayılan Aslı Erdoğan’ın yayımlandığı günden bugüne değerini ve yerini hiç kaybetmemiş ilk romanı: Kabuk Adam. Türk edebiyatında olduğu kadar dünya edebiyatında da yeni bir yazarın doğuşuna tanıklık eden bir kitap. Şık olmakla cinayet işlemek arasındaki o çok ince çizginin öyküsü.

“Size Kabuk Adam’ın öyküsünü anlatacağım, tropik bir adayı, cinayet ve işkencenin, şiddetin bataklığında filizlenen bir aşkı, içinde yetiştiği toprak kadar acı dolu bir aşkı anlatacağım. Çıldırtıcı gücünü sonuna dek yaşanmayan arzulardan, en gizli hayallerden alan bir tutkuyu, ölümle yaşamın sınırında kurulan mucizevi bir dostluğu ve bütün yıkımların nedeni olan korkuyu, insanın en temel özelliği olan korkusunu, alçaklığını, umutsuz yalnızlığını.. Tropiklerde, o gözden ırak adada öğrendim ki, cennetle cehennem iç içedir, ancak bir katil bir peygamber olabilir ve insan bir başkasına, aynı karabüyü ayinlerindeki gibi, dönüşebilir, çünkü insanın tam zıddı gene kendisidir.

Şimdi bu yazarın diğer kitaplarını sipariş etmeyi düşünüyorum.

İyi günler, iyi okumalar…