Yaşıyoruz işte, sorunlarımız var, umutlarımız var, işlerimiz var… Bir şekilde yaşıyoruz.
Önemli olan yaşamak mı, nasıl yaşadığımız mı? Sadece nefes almak, yemek yemek ve uyumak, çalışmak mı yaşamak, yoksa hayatın keyfini çıkarmak, anda kalmak, hissettiklerimizin farkına varmak mı?
Hepimiz bedenlenmiş ruhlarız ve genel görüş, bedende olduğumuz sürece yaşadığımızı söyler. Bedenimiz öldüğünde biz de ölmüş sayılırız, ama ruhumuzun yaşamı sonsuzdur. Sadece bu seferlik ilerlemek için seçtiği dersleri almak için bu bedene girmiştir. Bu beden öldükten bir süre sonra başka bir bedenle tekrar dünyaya gelir. Peki, biz ne kadar ruhumuzun farkındayız?
İşte tüm bunları bilinçle yaşamak, hangi dersleri aldığımızı farketmek, önyargılardan kurtulmak için nefesimizi düzenlememiz yeterli. Nefes almak yetmiyor, nasıl nefes aldığımızı bilmek ve hayatımızı düzenlemek için nasıl nefes alacağımızı öğrenmek önemli.
Sinirli, öfkeli bir insan sadece negatiflik yaratır, halbuki bunu dönüştürmek nefesle mümkün. Ve kadim bilgilerin dediği gibi içimizde ne varsa dışımızda da o var. Eğer hep çevreyi suçluyorsanız, hep çevreniz size karşıysa birkaç nefes seansından sonra çevrenizin de dönüştüğünü ve daha pozitif ortamlarda bulunduğunuzu farkedeceksiniz.
Yapmanız gereken tek şey Transformal Nefes seanslarına katılmak. Diyaframınızı kullanarak nefesinizi düzenlediğinizde her şeyin nasıl tereyağdan kıl çeker gibi olduğunu görebilirsiniz.
Bazen bu seanslar insana zor gelir, çünkü bilinçaltı değişmek ve dönüşmek istemez, sadece olduğu gibi kaldığında hayatta kalabileceğini düşünür ve sürekli bizi engeller. Bizler de bunu ‘zamanım yok, çok işim var’ gibi bahanelerle bilincimizde hissederiz. Önemli olan hayatımızdan memnun değilsek, değişmeye niyet etmek ve bilinçaltıyla işbirliği yaparak nefese devam etmek… Gerisi öyle kolay ki…
Banu Conker